Bu sözü hepimiz biliriz, ya da çoğumuz duymuşuzdur. Bir "hak" teslim edilecekse o hak sahibi için kullanılır genellikle, "SEZAR'IN HAKKI SEZAR'A" diye...
Ne olursa olsun "hak" teslim edilmeli... Bu sözün bir de Türk atasözü karşılı vardır.. Hemen hemen aynı kapıya çıkar; "YİĞİDİ ÖLDÜR HAKKINI YEME!"
Evet, yiğidi öldür hakkını yeme! Belki defalarca, sayamadığım kadar eleştirdim bu köşemden eski vekil Ercan CANDAN'ı... Kimilerine göre dozajı artsa da eleştiri oklarımın ben hep doğru gördüklerimi, yazdım çizdim... Hakkaniyet çerçevesinden bakarak... Olumlu haberlerini de yaptım, ama en fazla eleştirdim doğal olarak... Hem haklı ve yerinde eleştiriler bizleri daha çabuk doğrulara götürmez mi!
Ama şimdi bir "hak" teslim etme gereği duydum Ercan CANDAN için...
Hani "Sezar'ın Hakkı Sezar'a da, CANDAN'ın Hakkı Kime?" diye mırıldandım dün akşam içimden...
Mırıldandım sadece, içimden, AK Parti İlçe Teşkilatı'nın verdiği İftar yemeğindeki kürsü şovunu görünce...
Ortada bana göre bir "hak" durumu varsa rahat duramam ki ben, isterse bir ömür boyu eleştirdiğim kişi olsun o "hak" sahibi.. Hiç fark etmez, beynimin kıvrımlarındaki o "haklı ile haksız" mekanizması devreye giriverir...
Ve öyle de oldu dün akşam ki iftar yemeğinde...
Yemek sonrası Ereğli'ye Müjde adı altında kürsüye çıkan ÇATUROĞLU, eski Devlet Hastahanesinin yerinin Üniversiteye tahsisini belgeli, onaylı bir şekilde kamuoyuna duyurdu, yeni seçilmiş vekilin ilk icraatı olarak hem de!
Oysa herkes biliyordu ki bu projenin en büyük takipçisi dönemin Milletvekili Ercan CANDAN olduğunu! Oysa herkes biliyordu ki Ercan CANDAN'ın bu olay için çok uğraştığını, çok iyi bir kamuoyu yarattığını.... Oysa herkes ve ben de biliyordum ki seçim öncesi yine CANDAN'ın yoğun çabaları sayesinde Başbakan DAVUTOĞLU orası için söz dahi verdiğini Zonguldak mitinginde...
Peki tüm bunca gerçekler ortada iken ÇATUROĞLU eline belgeyi alıp, neden; "Bu işi biz bitirdik, üstelik söz de değil! İmzalı belgeli" deme ihtiyacı hissetti! Ve neden kürsiye sonradan çıkan ki bu protokol kurallarına da aykırıdır ama; belediye Başkanı UYSAL, CANDAN'ı da anarak en azından belki de duruma müdahale etmek istedi!..
Ama ben bunca tuhaflığa karşı "CANDAN'ın hakkını CANDAN'a" teslim etmek istedim! Hiç olmaz ise hür köşemde bu konuyu irdelemek istedim! Bu projeyi Ereğli için düşünen, bu projenin peşinde koşan ve bana göre de son noktayı koyan Ercan CANDAN'dır...
Bence olması gereken şuydu! Bu projenin müjdesi Ercan CANDAN 'ın da olduğu bir yemek ya da toplantıda kedisi onure edilerek açıklanmalıydı!
Ama bırakın onure edilmeyi, CANDAN'ın bu proje için bugüne dek yaptıkları iğneleyici bir gönderme ile "Bu proje söz değil, ,imzalı , yazılı , belgeli" göndermesi yapılıyordu!
Peki buna gerek var mıydı!
Bunu ÇATUROĞLU'na sormak lazım buradan!
Ama ben biliyorum ki olması gereken CANDAN'ın orada olup o belgeyi ÇATUROĞLU ile birlikte havaya kaldırıp Ereğli halkına zaten verilmiş olan müjdenin seremonisini birlikte yapmalarıydı...
Ben bu neticelenen proje için bir Ereğlili olarak "Sezar'ın Hakkı Sezar'a" diyerek bu işin baş mimarı Ercan CANDAN'ı kutluyorum...
Bir hak teslim edilecek, bir paye verilecek ise o madalyayı Ercan CANDAN haketmiştir...
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, kalın sağlıcakla...