Fotoğraf sanatçısı Engin Öztabak (76), küçük dükkanında tarihsel önemi olabilecek çoğunluğu fotoğraf makinesinin oluşturduğu çeşitli antika eşyaları bulunduruyor.
Fotoğraf tutkusu 1949 lu yıllarda başlayan Engin Öztabak o dönemlerde kendisine harçlıklarında biriktirdiği para ile körüklü makine almış. O dönemlerde babasının boya atölyesinde çalışmaya başlayan Öztabak, harçlıklarından biriktirdiği para ile aldığı fotoğraf makinesi ile ilgisini çeken her şeyin fotoğrafını çekmeye başlamış. Orta cami mevkisinde kendisine ait dükkanına her sabah gelerek makinelerini temizleyen Öztabak, ilk makinesinden sonra aldığı makineleri de atmayarak saklamış. Kendisinin aldığı makinelerin dışında da arkadaşları tarafından hediye edilen makineleri de işyerinde ki raflarında sergiliyor. Kendisi için her fotoğrafın değerli olduğunu kaydeden Engin Öztabak “Ortaokulun ikinci sınıfında harçlıklarımı biriktirip bir fotoğraf makinesi aldım.Nasıl bir makine aldım? Körüklü makineler var ya onlardan. 1949-50 lerde falan.Bir tane fotoğraf makinesi aldım.O zamandan beri fotoğraf makinesi benim elimdedir. Şimdi bunların hepsini satın alarak yaptım ben.Ben satın aldım.Ama son zamanlarda bir kaç tane fotoğraf makinesini bana hediye ettiler. Bu buraya yakışır dediler.Yani evlerin de olan o eski makineleri getirdiler verdiler arkadaşlar. Valla benim için her fotoğraf değerlidir. Her fotoğrafın bir anlamı manası vardır.Şunu şundan ayıran bunu bundan ayıran böyle bir ayırma şeyim yok.Ben şimdiye kadar binlerce fotoğraf çekmişim. Hele bu dijitaller çıkmadan önce bir slayt çekiyorduk. Slaytta kullanıyorduk. Slayt makinelerim falan da var benim. Gösteriler yaptık.Hatta Ereğli’nin dününü bugününü yaptık. Eski fotoğrafları slayta çektik.O fotoğrafların bugün çekilebilecek yerlerini de çektik. İki tane makineyle. Birinde eskisini “aa burası neresiymiş” derken yenisini getirdik.Bir festivalin bir tanesinde” dedi.
Fotoğraf sanatçısı Engin Öztabak’ın mütevazı dükkanında, fotoğraf makinesinin yanı sıra tarihi değeri olabilecek nitelikte çok sayıda farklı eşyalar da yer alıyor. Öztabak, sabah geldiği iş yerinde enerji şalterini kaldırmasıyla birlikte çalmaya başlayan eski radyoda ‘TRT4’ ü dinlediğini, gün içinde gelen arkadaşlarıyla çeşitli sohbetler yaptığını kaydetti.