Büyük Birlik Partisi (BBP)’nin Kdz. Ereğli İlçe Seçim Kurulu’ndaki Temsilcisi Turabi Çelik, “Türkiye’nin genelinde olduğu gibi, Ereğli’de de seçimlerin temiz geçtiğini tahmin etmiyorum. Siyasi partiler olarak, seçimlere biz girdik. Biz girerken, kararın da siyasi partilerin verdiği karar olması gerekiyordu. Ama siyasi kararı, siyasi partiler vermedi, devletin memurları verdi. Seçimi burada siyasi partiler almamıştır. Burada seçimi memurlar almıştır. Karadeniz Ereğli’de olan bu seçime saygı duymuyoruz. Milletin vicdanı rahat değil.” dedi.
30 Mart’ta gerçekleştirilen Mahalli İdareler Seçimleri sürecinde, Büyük Birlik Partisi (BBP)’nin Kdz. Ereğli İlçe Seçim Kurulu’ndaki temsilcisi olarak görev yapan Turabi Çelik, “Türkiye’nin genelinde olduğu gibi, Ereğli’de de seçimlerin temiz geçtiğini tahmin etmiyorum. Türkiye genelinde nasıl olduysa, Ereğli’de de aynı o şekil uygulandı. Siyasi partiler olarak, seçimlere biz girdik. Biz girerken, kararın da siyasi partilerin verdiği karar olması gerekiyordu. Ama siyasi kararı, siyasi partiler vermedi, devletin memurları verdi. Biz ona da saygı duyduk. Madem ki komisyonda onlar da var, onlar kararı öyle gördüler, öyle karar verdiler; o karara da saygı duyduk. Ama rahatsızlık var mı? Rahatsızlık had safhada.” dedi. Partilerinin, MHP’nin ve CHP’nin ittifak yaptıkları yönündeki söylentileri duyduklarını anlatan BBP’li Çelik, partilerinin kimseyle ittifak yapmayacağını dile getirdi. Çelik, şöyle dedi: “Biz Büyük Birlik Partililer olarak sağda solda duyuyoruz ki, AK Partili arkadaşlar, Büyük Birlik Partisi olarak Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin ittifak yaptığını söyledikleri duyumlarını alıyoruz. AK Parti birileriyle ittifak yapabilir ama Büyük Birlik Partisi kimseyle ittifak yapmaz. Büyük Birlik Partisi, kendi gördüğünü, gözüyle gördüğünü, şaibeleri, yanlışlıkları düzeltmekle mükelleftir. Doğru bildiğini yapar. Biz rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun arkadaşlarıyız. O yanlış, hata yapmadı ki biz de yapalım… Biz kimsenin günahına da ortak olmayız.”
“MİLLETİN VİCDANI RAHAT DEĞİL”
Ereğli Belediye Başkanlığı seçimlerinde yapılan yanlışlara örnekler veren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mesela 1052 numaralı sandık geldi önümüze. 1052 numaralı sandıkta, AK Parti’nin oyları düzgün, Milliyetçi Hareket Partisi’nin oyları düzgün, Büyük Birlik Partisi’nin oyları düzgün; Cumhuriyet Halk Partisi’nin oyları 14 görünüyor. Islak imzalı tutanakta 14 görünen oy, Cumhuriyet Halk Partisi’nin oyu aslında 121. Ben bu doğruyu söylerken, Cumhuriyet Halk Partisi’nin taraftarı mı oluyorum? Benim için hiç değişmedi; ha Cumhuriyet Halk Partisi kazanmış, ha AK Parti kazanmış. Ben kazanmadıktan sonra, hangisi kazanırsa kazansın. Ama ben orada doğruyu söylemek zorundayım. Oradaki tüm partiler ve memur arkadaşlarla baktık ki, Cumhuriyet Halk Partisi’nin oyu 121. Arkadaşlar da ‘Sandık başkanı hata yapmış’ dediler. Hata böyle olmaz. 12 olsa aklım yatar, derim ki arkadaki biri unutmuş. 21 olsa, derim ki önündeki biri unutmuş. Ama 14’ü 121 nasıl yapacaksın? 107 tane oy… Bu yalnızca bir sandık. 1286 numaralı sandıkta iki oy geçersiz var ve ikisi de CHP’nin. Şimdi biz bunları söylerken, biz Adalet ve Kalkınma Partisi’nin düşmanı mı olduk? Kötü mü söylüyoruz, yanlış mı söylüyoruz? Onların gönlüne göre mi konuşayım? Referandumda, halk oylamasında biz AK Parti’ye ‘eksik ama evet’ deyince iyiydi de, şimdi AK Parti’nin menfaatleriyle çakışınca Büyük Birlik Partisi kötü mü oldu? Büyük Birlik Partisi burada üzerine düşeni yapıyor. Evet, millet vicdanı rahat değil. Şaibenin üzerine oturacağına, sandıklar açılaydı; belki AK Parti’nin oyu daha yükseklere çıkacaktı. Oturan kişi de rahat gider otururdu, kimsenin de dedikodusu olmazdı. Milliyetçi Hareket Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Büyük Birlik Partisi bu konuda karar aldı. Açılsın, millet rahat etsin, sen de şaibesiz git koltuğuna otur. Kimsenin diyeceği de olmazdı. ‘Yok’ dediler.”
“EREĞLİ’DE OLAN BU SEÇİME SAYGI DUYMUYORUZ”
AK Parti’nin, kendisine en yakın oy alan CHP’ye karşı 422 oyla kazandığı Belediye Başkanlığı seçiminin ardından CHP’nin oyların yeniden sayılması yönündeki itirazın Ereğli İlçe Seçim Kurulu’nda görüşüldüğünü anımsatan BBP’li Çelik, bu değerlendirme toplantısı öncesinde kendisini arayanların, sandıkların açtırılmaması yönünde bazı telkinlerde bulunduklarını da anlattı. Çelik, “Ben eşin, dostun etkisinde kalmayarak kendi vicdanımla hareket ederek doğruya kanaat getirdim ve sandıkların açılması yönünde taraftar oldum. Doğrusu da buydu. Sandıklar açılsın, kim alırsa alsın.” dedi. ‘Size bu şekilde telkinlerde bulunanlar Seçim Kurulu’ndaki memurlara da telkinde bulunmuşlar mıdır’ sorusunu da yanıtlayan Çelik, şöyle devam etti: “Onlar devlet memurları, onları zan altında bırakmak istemiyorum ama onların nasıl bir durumda olduklarını seziyorum. Oraya hem iktidarın milletvekili, hem de muhalefetin milletvekilleri gittiler. Biz orada, iktidara nasıl davranıldığını da, muhalefete nasıl davranıldığını da fark ettik. Yaklaşımlar farklıydı. Biz kör de, sağır da, dilsiz de değiliz. Aptal da değiliz. Gözümüzün içine baka baka ‘Biz ikisine de aynı davrandık’ diyemezler. Seçimi burada siyasi partiler almamıştır. Burada seçimi memurlar almıştır. Madem siyasi partiler seçim yaptı, kararı siyasi partiler verir. Bu kararı bir hakim ile iki memur veremez. Yasaları uyguluyorlar, yasaları hayırlı uğurlu olsun. İşte Başbakan, Twitter’dan dolayı Anayasa Mahkemesi’nin kararı üzerine ‘Ben bu yasaya saygı duymuyorum, duymak da zorunda değilim’ diyor. Anayasa Mahkemesi Başkanı, kendisine en yakın olan insanlardan birisi. Sen neye saygı duyacaksın? Sen madem saygı duymuyorsan, biz de Karadeniz Ereğli’de olan bu seçime saygı duymuyoruz. Bu yanlıştır, yanlış yere oturdular. Madem milleti rahatlatmak istiyordularsa, sandıkların da açılması gerekiyordu. Bu saatten sonra ‘Gelin açalım’ deseler ne olur? Bu saate kadar olan olmuştur.”
“NE HİKMETSE, SANDIĞI AÇTIRMADILAR”
30 Mart günü gerçekleştirilen seçimin ardından, sandıklarda sayımın sürdüğü sırada İlçe Seçim Kurulu’na AKP Zonguldak Milletvekili Ercan Candan’ın ziyarette bulunduğu ve bunun tepkilere neden olduğunun anımsatılması üzerine de Çelik, “Bu tamamen yanlış. ‘Sayın Başbakan beni burada görevlendirdi’ dedi. Ben de kendisine ‘Sayın Başbakan Yüksek Seçim Kurulu Başkanı mı, sizi görevlendiriyor buraya? Peki ben sizinle nasıl denk olacağım? Ben siyasi partiyim ama Meclis’te sandalyem yok. Ben nasıl sizinle burada dengeyi sağlayacağım, dedim. ‘Sayın Başbakan’dan mesaj geldi, git Seçim Kurulu’na otur’ dedi. Sayın Vekilin öyle bir yetkisi yok. Bizim bu kendisine itirazlarımız sırasında da Cumhuriyet Halk Partisi’nin İlçe Başkanı geldi. Sonra kargaşa başladı. Ama orada olması hukuki değil. O gün üç kez geldi. İlk gelişinde 5-10 dakika oturdu, ikinci gelişinde ‘Ben Sayın Hakimin yanına çıkıyorum’ dedi, üçüncü gelişinde de orada otururken bu olaylar koptu.” görüşlerine yer verdi.
‘Ereğli’de seçim sonuçlarını insanlar içlerine sindirebildiler mi, yoksa şüpheler, kuşkular yaşıyorlar mı, sizin gözleminiz nedir?’ sorusunu da yanıtlayan BBP’li Çelik, şu ifadelere yer verdi: “Bir kere ben içime sindirmedim, onu söylemem gerekir. Çünkü içime sindirmem için, adaletin yerini bulması lazım. O sandıkların açılıp, sayılması lazımdı. Halkın rahat etmesi lazımdı. O şaibenin ortadan kalkması lazımdı. Burada AK Parti’nin de oyu artabilirdi, AK Parti’nin lehine de olabilirdi. Yani sandığın açılması sadece tek bir partinin lehine olmaz. Aleyhine de olabilir, lehine de olabilir. Belki açılsaydı, AK Parti bir meclis üyesi daha alacaktı. Ama ne hikmetse, açtırma taraftarı olmadılar. Açılmasın diye orada her türlü şey oldu. Bize telefon edenler var. En sonunda bıktım, telefonlarımı açmadım. Bir sonraki gelecek seçime kadar bu şaibe konuşulur. Halk tarafından konuşulur. Farklı konuşanların da bir sene sonrasına bakalım. Bir sene bir dinleyelim, bir sene sonra ne olur bakalım… Ereğli’de bir şeyi değiştireceğini tahmin etmiyorum. İnşallah değişir, güzel şeyler olur ama öyle olmayacağı düşüncesindeyim. Milletin vicdanı rahat değil. Millet soruyor.”
AKP KENDİ İTİRAZINA NEDEN ‘RET’ VERDİ?
Sandıkların 3-4 kez sayıldığı ve her seferinde AKP’nin önde çıktığı yönünde bazı söylentiler yayıldığını da anlatan Çelik, “Sandıklar bir kez bile sayılmadı. Bu yalanı bıraksınlar. Müslüman yalan söylemez. 4’e 3 reddedildi. Üç siyasi parti ‘sandıklar sayılsın’ dedi, iki memur bir hakim ve AK Parti’nin temsilcisi, ‘açılmasın’ diye karar aldı. Bu karara da saygı duyduk, yapacak bir şey yok. Yalnız, halk bilsin ki, hiçbir sandık yeniden sayılmadı. ‘4 kez sayılmış, 4 seferde de AK Parti önde çıkmış’ diyorlar. Biz de ‘Sayılsın o zaman’ diyoruz. Sayılsın, bakalım kim çıkar o zaman sandıklardan… Kim çıkarsa da bağrımıza basarız. Gider kutlarız. Yalnız, Büyük Birlik Partisi’ni kimse kendi yanlışlarına alet etmesin. Bundan sonra halk da bizi iyi takip etsin. Büyük Birlik Partisi, başka bir siyasi partiye benzemez. Biz bundan sonra iyi takipçisi oluruz bu işin. Yanlışın da, eksiğin de… Çünkü biz bu seçimlerde çok şey gördük.” şeklinde konuştu.
AKP’nin de, kaybettiği beldeler olan Ormanlı, Kandilli ve Gülüç için seçimlere itiraz ettiğini anımsatan Çelik, şunları kaydetti: “Bu itirazlardan dolayı, başta AK Parti’nin temsilcisi olmak üzere, ‘ret’ kararı verildi. Bunun örnek teşkil etmesi için… ‘Bak işte bizim itirazlarımız da geldi, reddettik’ algısı oluşturmak için bunu yaptılar. Ama bu belde itirazlarında, ortaya hiçbir belge koymamışlar. Ortaya bir belge koymuş olsalardı, AK Parti’nin bir hakkını dahi MHP’ye, CHP’ye, BBP’ye yedirmezdim. Çünkü hak onundur derdim. Eğer orada AK Parti’nin hakiki bir itirazı olsaydı, ben AK Parti’den tarafa imza atardım. Emsal teşkil etmek için oldu bu. Ben kirli siyasete oy vermem. Kirli siyasetin oyuncağı da olmam. Ama önümüze bir yanlış geldi, biz de bu yanlışa dur demek için kararımızı böyle verdik. Allah nezdinde de, kul nezdinde de doğru bir karar verdiğimize inanıyorum. Kim ne derse desin. ‘Biz kardeş partiyiz’ diyorlar. Yapmayın ya. Kardeş diye diye beni günaha mı sokacaksın yani? Senin günahına ben ortak olmam. Senin günahın da, sebebin de senin olsun; güle güle oturun diyorum.”
Kaynak: Ereğli Bülteni