Kayıt Tarihi: 18 Ekim 2014 Cumartesi 20:10
Baro Başkanı: 'Savcının kapısına avukat giremez' yazalım, sorunu halledelim
Zonguldak Baro Başkanı Kerem Ertem, Meclis’e sunulan yargı paketine tepkisini, “Son zamanlarda kuvvetli şüphe yerine makul şüphe kavramının getirildiğini üzüntüyle görüyoruz. Biz diyoruz ki ‘savcılık kapısına avukat giremez’ yazalım, sorunu halledelim.” sözleriyle dile getirdi.

Genel Maden İşçileri Sendikası(GMİS) Konferans Salonu’nda Zonguldak Barosu 62. Olağan Genel Kurulu düzenlendi. Genel kurula baroya kayıtlı CHP Zonguldak Milletvekili Avukat Ali İhsan Köktürk, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir ve avukatlar katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Baro Başkanı Avukat Kerem Ertem, Hükümet’in Meclis’e sunduğu yargı paketini eleştirdi. Bu düzenlemeden geri adım atılmasında ısrarcı olacaklarını ifade eden Ertem, “Son zamanlarda 'kuvvetli şüphe' yerine 'makul şüphe' kavramının getirildiğini üzüntüyle görüyoruz. Gerekçesini tartışmakla beraber kuvvetli şüphe kavramının yargısal bir değerlendirmeye, makul şüphe kavramının ise idari bir değerlendirmeye tabi olacağı açıktır. Bu bakımdan getirilmek istenen bu düzenlemeyle özgürlük alanlarını kısıtlamak, bireysel hak ve özgürlükleri ile sorumluluklar ve kamu güvenliği yaklaşımıyla beraber bir denge kurulamayacağını üzüntüyle müşahede etmekteyiz.

Bir torbadan avukata savcılık aşamasında dosyayı inceleme kolaylığı çıkmakta; birkaç ay sonra bir başka paketten avukatlık soruşturma dosyalarının hakimin izniyle yapılabilecek hale getirilmektedir. Biz diyoruz ki ‘savcılık kapısına avukat giremez’ yazalım, sorunu halledelim. Bu düzenlemeden geri adım atılmasını umuyoruz, istiyoruz, bekliyoruz, ısrarcıyız.” dedi.

Avukatsız yargının mümkün olmayacağını belirten Baro Başkanı Ertem, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hukuk devletinin, vatandaşın talep ve beklentilerini karşılamak, adalet duygusunun yerleşmesi ve hakkaniyet ekseninde gerçekleşmesi adına avukatsız yargı, avukatsız devlet, avukatsız mahkeme, avukatsız adliye olmaz diyoruz. Hukuk devleti iddiasındaki bir mekanizmanın, mahkeme hizmetlerini, müşteri memnuniyeti ekseninde ele alması kabul edilemez. Adliye sarayları, teçhizat ve araç gereçlerle, sistemlerle, otomatik kapılarla, kimlik sorgulama ekipmanlarla donatılabilir. Bunlara gerek olup olmadığı da tartışılabilir. Ama avukatın kimlik kartını okutmadan, randevu almadan, çantasını ve vekaletnamesini taşımadan koridorlara girmeyeceği bir düzen olamaz. Adalete erişim, adli hizmetlerden yararlanma ve dava açma giderlerinin asgari ücretin neredeyse iki katı olduğu harç ve masraf düzeninde, adli yargılama hakkından bahsedilemez.”

MİLLETVEKİLİ KÖKTÜRK: YASAL DELİLLER, YASAYLA KADÜK HALE GETİRİLDİ, DAVA DÜŞTÜ

Daha sonra Zonguldak Barosuna kayıtlı Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk kürsüye çıktı. Hükümetin 17 Aralık sürecinden sonra düştüğü çelişkilere ve kendisini kurtarmak için çıkardığı yasal düzenlemelere dikkat çekti.

Köktürk, “Hukukçular olarak yasadışı dinlemelere bizler karşıyız. Ama 17-25 Aralık soruşturmasında elde edilen deliller tamamen hukukidir ve meşru yoldan elde edilmişti. Sonra bunlar hepimizin gözü önüne saçılınca siyasal iktidarda, birden bire dinlemelere karşı duruş hissiyatının ortaya çıktığını gördük. Başbakan ve bakanlar çıkıp ‘bu yasa dışı dinlemelerden herkes muzdarip’ diyerek aslında yasal dinlemelerin üstünü örtecek ve yasal dinleme tapelerini ortadan kaldıracak bir süreci başlattı. Yasal yollardan hakim kararıyla elde edilen delillerin tamamı sonradan çıkartılan yasayla kadük(geçersiz) hale getirilerek imha edildi. Ve imha edilen tapelerden sonra bugün bir Cumhuriyet Savcısı, delillerin usulüne uygun elde edilmemiş olması nedeniyle 17 Aralık soruşturmasında suç unsuna rastlanmadığını ifade ederek takipsizlik kararı verdiklerini açıklıyor” şeklinde konuştu.

Hükümetin kendini kurtardıktan sonra yeni bir yargı paketiyle ortaya çıktığını hatırlatan Köktürk, şunları söyledi: “Hepimizin gözleri önüne serildiği gibi yatak odalarındaki banka kasalarını ağzına kadar parayla dolduranlar, evde paralarını elleriyle saymayı yetiştiremeyip para sayma makinesi bulunduranlar, ayakkabı kutularıyla milyon dolarları evlerin ayakkabılıklarında saklayanlar, şu an değiştirilen yasalar nedeniyle aklandı.

Şimdi güvenlik paketi denilen yargı reformu paketi getiriliyor. Siyasal iktidar işini gördü, kendini akladı, şimdi yeniden geriye dönüyoruz. Diyor ki dinlemelerde özel yetkili sulh ceza mahkemelerinin kararı yeterli olacak. 'Kuvvetli ve somut delil' ilkesinden vazgeçilecek sadece 'makul şüphe' kavramıyla yüzlerce binlerce insan gözaltına alınabilecek. Böyle bir ülkede, hukukun nesinden söz edebiliriz?”

 
Gösterim : 1539
YORUMLAR
Web sitemiz 04.03.2012 tarihinden itibaren;
Toplam: 22298780, Bugün: 1242 kez ziyaret edilmiştir.