Ereğli ilçesine bağlı Süleymanbeyler köyünde köy konağı olarak kurulan ancak daha sonra tekstil atölyesine çevrilen binada, 10 köyden 87 kadın çalışıyor. İş yerlerinin şikayet edilerek kapatılmak istendiğini söyleyen kadınlar, Vali Ali Kaban ve Ereğli Kaymakamı İbrahim Çay'dan iş yerlerinin kapatılmasını isteyenlere fırsat vermemelerini istedi.
Ereğli'ye bağlı Süleymanbeyler köyünde yaklaşık 2 yıl önce kurulan ve ev hanımlarının iş sahibi olduğu tekstil atölyesinde çalışan kadınlar, kimin olduğunu bilmedikleri kişi ya da kişilerce sürekli olarak şikayet edilerek, iş yerlerinin kapatılmak istendiğini söylediler. Köy konağı olarak yapılan ancak daha sonra tekstil firmasına kiralanan binada 10 köyden gelen 87 kadın evlerine ekmek götürürken, yapılan şikayetlerden sonra iş yerinin kapatılması korkusu yaşanmaya başlandı.
Zonguldak Valisi Ali Kaban ve Ereğli Kaymakamı İbrahim Çay'a seslenen kadın işçilerden, iki çocuk annesi tekstil işçisi Ayten Mısırlı, evlerine ekmek götürdükleri iş yerlerinin kapanmamasını istediklerini ifade etti. İşe girmeden önce bağ ve bahçede çalıştığını söyleyen Mısırlı, "Benim iki tane çocuğum var. Biri liseye diğeri de ortaokula gidiyor. Biz daha önceden bağda bahçede çalışıyorduk, hayvancılıkla uğraşıyorduk. Ama bu iş yeri açıldıktan sonra çalışmanın önemini, çoluğumuza çocuğumuza, evimize katkıda bulunmanın önemini ve değerini öğrendik. Evimize para getirmek, ekmek getirmek o kadar güzel bir şey ki. Bu iş yerimizi asla kimse kapatamaz, istemiyoruz. Biz bu iş yerinin açılmasına vesile olan Sayın Valimize ve Kaymakam beyimize çok teşekkür ediyoruz. Onların bizim arkamızda durmalarını istiyoruz." dedi.
"HEDEFİMİZ İŞÇİ SAYISINI 300'LERE ÇIKARMAK"
Tekstil atölyesinin sorumlusu Orhan Mısırlı ise atölyenin köyde açılmasına ve yapılmasına yardımcı olan Vali Ali Kaban'a teşekkür ederken, hedeflerinin kısa sürede iş yerini büyüterek çalışan sayısını 300'lere çıkarmak olduğunu söyledi. Mısırlı, “Biz burada şu anda ikinci yılımızın içerisindeyiz. Allah ömür verdiği müddetçe de buradayız. Burada yeni inşaatımız olacak. İnşaat bittiğinde 300 personele ulaşacağız. Burada sigortasız bir tane işçimiz yok. Asgari ücret veriyoruz. Mesai ücretleri tam olarak ödeniyor. Servislerimiz var, işçilerimizin yemeklerini de biz veriyoruz.” diye konuştu.
İşçilerden Züleyha Marankoz da tekstil işine başlamadan önce evde boş boş oturduklarını, işe girdikten sonra para kazanmanın sevinci ve gururunu yaşadıklarını söyledi. Marankoz, şunları ifade etti: "Burası açılmadan önce biz evde boş boş duruyorduk. Burası olduktan sonra hepimiz bir ekmek sahibi olduk. Bizim ekmeğimizle oynayanlar, oynamak isteyenler var. Biz buna izin vermeyeceğiz. Allah illa ki yardım edecek bize. Hayırlısı ne ise o olur ama biz ekmeğimizin, davamızın sonuna kadar arkasındayız. Bizim burada iş sahibi olmamıza vesile olan valimize, kaymakamımıza çok teşekkür ediyoruz. Allah onların hepsinden de razı olsun.”
"OKUYAMADIM AMA İŞ SAHİBİ OLDUM"
Atölyede çalışan 22 yaşındaki Hasret Çınar ise maddi durumdan dolayı okuyamadığını, iş yerinin açılmasından sonra aldıkları 15 günlük kursla çalışmaya başladıklarını anlattı. Çınar, şöyle dedi: "Maddi durumlarımız yüzünden okuyamadım. Sonra bu abiler geldi. Bize 15 gün kurs verdiler. Biz makine hiçbir şey bilmiyorduk. Burada makineleri kullanmaya başladık. Elimiz ekmek tutmaya başladı. Asgari ücret maaş alıyoruz. Servisimiz, yemeğimiz var, sigortalarımız günü gününe ödeniyor. Ereğli’deki bir çok tekstil atölyesinden daha güzel imkanlara sahibiz."