Kdz. Ereğli'de faaliyet gösteren Akasyagöz Merkezi Başhekimi Opt. Dr. Emre Hayırcı, göz sağlığı için kış aylarında ve karlı havalarda mutlaka güneş gözlüğü takılması gerektiğini söyledi.
Kdz. Ereğli ilçesinde faaliyet gösteren Akasyagöz Merkezi Başhekimi Opt. Dr. Emre Hayırcı, soğuk ve karlı havalarda göz sağlığı konusunda dikkat edilmesi gerekenler hususlar ile ilgili bilgiler verdi.
Özellikle karlı havalarda güneşten gelen zararlı ultraviyole ışınlarının karlı yüzey tarafından güçlü bir şekilde göze yansıtıldığını bu durumun göz sağlığı için oldukça tehlikeli olduğunu belirten Hayırcı, “Özellikle kar yağdıktan sonra açan güneşli hava, zemindeki kar, güneşin bütün zararlı ışınlarını doğrudan göze yansıtır. Bu durum yaz güneşinden daha çok zararlıdır. Çünkü yazın kar olmadığından güneş ışınları yerden yansıma yapmaz. Özellikle kar yağdıktan ve yerde biriktikten sonra açan güneşli havalarda mutlaka güneş gözlüğü kullanılmalıdır” dedi.
“GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ YALNIZ ŞIKLIK İÇİN DEĞİL, SAĞLIK İÇİNDİR”
Güneş gözlüğünün şıklık için değil sağlık için son derece önemli olduğunu kaydeden Hayırcı, “Güneş ışığı, gözle görebildiğimiz ve göremediğimiz kısımlardan oluşmaktadır. Dünyamızı çevreleyen atmosferden geçerek gelen bu ışınlar örneğin yaz aylarında olduğu gibi açık havalarda ve yansımanın fazla olduğu kar ve deniz gibi yerlerde gözümüze daha fazla girer. Bu ışığın ultraviyole yani morötesi kısmı oldukça zararlıdır. Normalde göz bebeğimiz ışıkta küçülür ve güneş ışığının zararlarını azaltmaya çalışır. Ancak ışık fazla geldiğinde bu mekanizma yetersiz olabilir ve göz merceğinde katarakt gelişmesine ve retina tabakasının zarar görmesine neden olabilir. Ayrıca, gözün ön kısmında kornea dediğimiz şeffaf tabakada yüzeysel hasarlar oluşturabilir. Ozon tabakasındaki incelmeden sonra bu riskler daha da artmıştır. Bu nedenlerle, güneş ışığının fazla olduğu hava ve yer şartlarında güneş gözlüğü kullanılmalıdır. Yani güneş gözlüğü öncelikle bir aksesuar değil, göz sağlığımız açısından gerekli bir araçtır” diye konuştu.
“GÖZLÜKALIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ”
Güneş gözlüğü alırken dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında bilgiler veren Hayırcı, şunları söyledi: “Kullanacağımız güneş gözlüğü mutlaka ‘ Ultraviyole ışığını engelleyici özellikte olmalıdır. Bu özelliği taşımayan güneş gözlüğü sadece fazla ışığın geçmesini engeller. Ancak bu engelleme hiçbir fayda sağlamaz, aksine zarar verir. Çünkü renkli cam takıldığında göz bebeği küçülmez ve böylece görünen ışık değil ama zararlı ultraviyole ışığını göz içine bol miktarda alır. Her güneş gözlüğü ultraviyole ışınlarının geçişini engellemez. Gözlüklerin kaliteli olması ve bunun belgeli olması gerekir. Polarize camlar bu konuda son derece başarılıdır. Kullanmayı düşündüğümüz güneş gözlüğünü inceleyerek kalitesi hakkında sizde fikir edinebilirsiniz. Camının rengi koyu ya da açıklığından ziyade ultraviyole ışığını engelleyip engellemediği önemlidir. Camın rengi homojen (her erde aynı) olmalıdır. Gözlüğü taktığınızda bulanık görmemelisiniz, detaylar kaybolmamalıdır. Gözlük camından bakarken gözlüğü hareket ettirdiğinizde görüntü hareket etmemelidir. Camların üzerinde geüvenilir tescil bilgisi olmalıdır. Her pahalı olan iyidir denilemez ama ucuz gözlüklerinde bu özellikleri taşımama olasılığı çok yüksektir. Ayrıca çerçeve seçmek tabi ki zevk estetik ve moda işidir. Ama çerçevenin amaca da uygun olması gerekir. Zararlı ışınlardan gözü azami derecede koruyabilmek için çerçeve etrafından girebilecek ışık en az olmalıdır. Bu nedenle camın göze yakın yerleşimli olması çok yararlı olabilir. Güneş ışığından zarar görebilecek herkesin güneş gözlüğü kullanmasında yarar vardır. Gözlük camlarını temizlerken de dikkatli davranmak gerekmektedir. Çünkü çizikler de görüntü kalitesinin bozulmasına ve zararlı ışınların göz içine girmesine neden olabilir. Elinize ne geçerse onunla silmek değil de yumuşak pamuklu bir bez ya da en iyisi gözlükçülerden temin edilebilecek özel bezler kullanılmalıdır. Yine ayrıca güneş gözlüğü almadan önce bir göz muayenesi olmakta fayda vardır. Çünkü az da olsa var olan bir hastalık ya da risk olabilir. Bu durumda daha farklı bir güneş gözlüğü önermek ya da güneş gözlüğünün de yeterli olamayacağı bazı hastalıklarda güneş gözlüğü kullanılsa bile yine de güneşten uzak durmak gerekebilir”
“GÜNEŞ IŞINLARININ ETKİLERİ”
Ciltte yanıklara neden olabilen güneş ışınlarının göz gibi hassas bir duyu organında önemli etkiler yaptığını ifade eden Hayırcı, şöyle konuştu: Güneş ışınları kolay anlaşılabilir olması için kabaca, kızıl ötesi ışınlar(infraruj) (IR), gözle görülen ışınlar ve morötesi(ultra viyole) (UV) ışınlar olarak sınıflandırılır. Güneşten gelen enerjinin içinde UV ışınları % 6.3 gibi küçük bir paya sahip olmasına rağmen, farklı dalga boylarında önemli biyolojik etkileri olduğu bilinmektedir. UV ışınları da kendi içinde dalga boylarına göre üçe ayrılır. Yeryüzüne ulaşan UV ışınları yüzde 90-95’ı UV-A yüzde 5-10’u ise UV-B ışınlarından oluşur. UV-C ise dünyaya ulaşmadan ozon tabakası ve nem tarafından tutulduğu için güneş ışığında yoktur. Ancak son yıllarda koruyucu olan ozon tabakasının incelmesi sonucunda yeryüzüne ulaşan UV-B miktarı artmaktadır. Ayrıca normalde yeryüzüne ulaşmayan ve en zararlısı olan UV-C’de yeryüzüne ulaşmaya başlamıştır. Özellikle Ultraviyole indeksi yüksek olan coğrafyalarda risk daha yüksektir. UV İndeksi güneş ışınlarının beklenen riskini belirten günlük bir tahmindir. İndeks değeri, 0 ile 10+ arasında bir ölçek ile UV yoğunluğunu gösterir. Örnek olarak 0 düzeyi en düşük riski; 10+ düzeyi çok yüksek riski gösterir. Bizim ülkemizde de özellikle Akdeniz bölgesi UV indeksi yüksek sayılabilecek bölgeler arasındadır. Herkes güneş ışınlarının tehlikeli olabilecek etkilerine hassastır. Özellikle yüksek enerjili UV-A ve UV-B ışınları insanlar için yüksek risk taşır. Cilt kanseri, çillenme, cildin erken yaşlanmasına sebep olabilen bu zararlı ışınlar, göz için de risk içermektedir. Uzun sureli zararlı güneş ışınlarına maruz kalma sonucu katarakt ve maküla dejenerasyonu gelişebilir ve net görmenizi kaybedebilirsiniz.UV-A ışınları daha çok gözün arkasındaki maküla (sarı nokta), retinayı etkiler ve hasar meydana getirir. Maküla dejenerasyonu oluşur ve görme azalır”
HABER: HASAN HAŞIL