Kişiyi günlerce yatağa mahkum eden, iş ve verimlilik kayıplarına yol açan gribin kış aylarında görülme sıklığı artıyor. İnfluenza virüsünün yol açtığı enfeksiyon hastalığı, kişiyi birkaç günden bir haftaya kadar yataktan çıkarmadığı gibi, tam iyileşme 2-3 haftadan önce gerçekleşmiyor. Çocuklarda, yaşlılarda, kalp hastalığı, KOAH ve şeker hastalığı olanlarda gribin daha ağır seyrettiğine dikkat çeken Dr. Soner Dileklen, hastalığı önlemede, özellikle kişisel hijyene dikkat çekerek, sık sık el yıkamak gerektiğinin altını çiziyor.

Soğuk algınlığıyla karıştırmayın

Halk arasında daha çok soğuk algınlığı ile karıştırılan gribin en temel farkı; ani başlayan ateş. 39 derece ve üzeri ateşle seyreden hastalığa kas ve eklem ağrıları ile halsizlik, bitkinlik, üşüme ve titreme eşlik ediyor. Kuru öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı, hapşırma, gözlerde kızarma ve akma da hastalığın şikayetleri arasında... Bunlara ek olarak bazı hastalarda karın ağrısı, bulantı ve kusma da görülebiliyor. Soğuk algınlığının ise ateş yükselmeden, hafif kırgınlık, burun akıntısı, hapşırma gibi belirtiler ile kendini gösterdiğini anlatan Dr. Soner Dileklen, “Halsizliğe yol açmadığı için yatak istirahati gerektirmeyen bir hastalık ve grip ile kesinlikle karıştırılmamalı” diyor.

Çocuklarda ve yaşlılarda tehlikeli

Özellikle çocuklarda ve yaşlılarda ikincil enfeksiyonlara zemin hazırlayan grip, bağışıklık sistemini baskıladığından orta kulak iltihabı, zatürre ve menenjit gibi hastalıklara yol açabiliyor. Son günlerde yine artan domuz gribi vakalarında ise; sinüzit, otit, bronşit, astım, KOAH alevlenmesi görülebiliyor. Ayrıca kalp ve beyin zarı enfeksiyonları gibi ciddi hastalıkları da tetikleyebiliyor.

Gripten korunmak için

Çok kolay ve hızlı bulaşan influenza virüsü, en kolay öksürük ve hapşırık ile etrafa saçılan damlacıkların hava yolu ile başka birine temas etmesi sonucu bulaşıyor. Hasta kişilerle doğrudan temas etmek, hasta kişilerin ağız-burun akıntıları ile temas etmiş eşyalara dokunmak ve eline hapşıran bir kişiyle tokalaşmakla da hastalık rahatça bulaşıyor. Bu nedenle su ve sabunla sık sık el yıkamanın önemine değinen Dr. Soner Dileklen, hasta kişiyle temas ettikten sonra ellerimizi ağzımıza, gözümüze, burnumuza götürmememiz konusunda uyarıyor. Kaçınmamız gereken diğer şeyler ise şöyle anlatıyor: “Virüs hava yolu ve temasla bulaştığından kişisel malzemeler paylaşılmamalı, öksürük, aksırık varsa maske ve kağıt mendil kullanılmalı.” Gribin tedavisinde antibiyotiklerin etkili olmadığını da belirten Dr. Soner Dileklen, antiviral tedavilere ek olarak C ve B vitamini desteği ile yatak istirahatini öneriyor.