Toplantıya katılanlara teşekkür eden Özkan, “ Ben ve ekip arkadaşlarım adına hepinize katılımınızdan ötürü teşekkür eder saygılarımızı sunarız. Ayrıca çeşitli sebeplerden ötürü aramıza katılamayan arkadaşlarımıza da desteklerinden ötürü teşekkür ederiz.Bize bu vatanı büyük fedakarlıklar ile kazandıran Atatürk ve silah arkadaşlarına da saygı ve şükranlarımızı sunarız. Yine defnedilen değerli insan Ali Deliak abimize Allahtan rahmet ailesi ve sevenlerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum.

Bu gün burada toplanmamızdaki amaç bayram öncesi sosyal medyadan da duyurduğumuz gibi önümüzdeki ekim ve kasım aylarında yapılması planlanan TSO organ seçimlerine aday olduğumuzu siz değerli misafirlerimiz ve değerli basın mensupları ile paylaşmak, yola çıkış amacımızı, hedeflerimizi, bakış tarzımızı, projelerimizi kısaca sizlere bahsetmektir”

ÇARPIK SEÇİM SİSTEMİ VURGUSU

Öncelikle neden biz hareketi ile bu yola çıktık onunla ilgili bilgiler vermek istiyorum. Maalesef uygulanan seçim sistemi, her ne kadar mevcut TSO yasalarına uygun olmasa dahi çarpık sistemin kendine uygun bir şekle getirmesi ile kişisel menfaatli seçim sistemine dönmüş, oraya gelen arkadaşlarda Ereğli’nin menfaatleri doğrultusunda çalışma yapmaktansa, kendisni oraya getirenlerin menfaatlerine öncelik tanımak sureti ile ya da kişisel hedefleri doğrultusunda o makam ve mevkiyi kullanmak sureti ile genel menfaatlerden uzak bir şekilde yönetme mecburiyetinde kalmışlardır. Aslında oradaki arkadaşlarımızın hepsini tanıyoruz. Hepsi ile dostluklarımız, ticaretimiz var. Kişisel olarak hiçbirine karşı olumsuz yaklaşımımız söz konusu değildir. Fakat mevcut çarpık seçim sistemi maalesef onları gerçekte olması gereken yasalarla yönlendirilen seçim anlayışının getireceği demokratik katılımcı bir yönetim tarzına sebebiyet vermemektedir. Dolayısıyla biz bunun farkında olarak olması gereken yani katılımcı, illaki ben başkan olacağım anlayışından uzak, eğer Ereğli menfaatleri ön planımızda olacak ise başkanlığı bir şekilde fedakarlık edebileceğimizi belirtmek suretiyle yola çıkmamız gerektiğini düşündük. Bununla ilgili 3 ay öncesinden çalışmalara başladık. Fakat ne hikmetse içimizdeki bazı arkadaşlarımız çarpık sistemin kendilerine sağlayacağı menfaatlerini gözeterek yer arayışı içindeler. Sorun değil biz bir şekilde yola çıktık. İşte yola çıktığımız biz hareketli çalışmamız da çok kişinin desteğini aldığımız gibi çoğu kişinin de mevcut kanıksanmış yapının değiştirilmesinin güç olacağı noktasında eleştiriler de aldık.

Eleştiriler genel de şu noktada öyle bir şeyden bahsediyorsun ki gerçekten olması gereken demokratik katılımcı yönetim anlayışı, fakat bunu yapmak bu çarpık sistemde çok güç kısacası hayal, bizde bu doğrultuda bu duruşu temel edindiğimiz Atatürk’ün sözlerini diğer arkadaşlarımızla paylaştığımız gibi sizinle de paylaşmak istiyorum. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk şu sözleri sarf etmiştir. ‘.

Büyük olmak için kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, ülke için gerçek amaç ne ise onu görecek ve o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. Fakat sen buna karşı direneceksin, önüne sonsuz engeller de yığacaklardır; kendini büyük değil küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın. Bundan sonra da sana büyük derlerse, bunu söyleyenlere güleceksin’ bizim bu doğrultuda bizi bu şekilde çarpık sistemin karşısında olması gereken zihniyetle mücadele ederken eleştirenlere zoru yapmaya kalkıyorsunuz diyenlere Atatürk’ün sözlerini ilke edindiğimizi bu amaç doğrultusunda hareket ettiğimizi ve yolumuza devam ettiğimizi belirtmek istiyoruz”

-

ERDEMİR SOSYAL SORUMLUKLARINI YERİNE GETİRMELİ

Kdz. Ereğli’mizin en büyük lokomotifi Erdemir, 3-5 sene öncesine kadar öyle olmuş, Erdemir özelleştirildikten sonra maalesef durumun böyle olmadığı Erdemir’in bir özel sektör olduğu özel sektöründe asıl gayesi doğrultusunda hareket etmesi gerektiğini bizim idrak etmemiz gerekir. Diğer arkadaşların vaatlerini dinlemedim. Fakat bizim hiçbir şekilde şu vaadimiz olmayacaktır. Biz yönetime geldikten sonra Erdemir’in devletteki gibi Kdz. Ereğli’de sac tüccarı olsun, nakliyecisi olsun esnafına yanlı yaklaştığı gibi bir yaklaşımı oluşturmak için bir çaba içerisine girme gibi bir gayretimiz olmayacak. Bu bir hayal ve özel sektör mantığına aykırı, olur mu adam buraya para kazanmak için gelmiş, siz diyebilir misiniz başkasına 50 liraya verme bana 45 liraya ver. Ya da başkasına ihaleyi 1.5 trilyona verme bana 1.6 trilyona ver. Böyle bir yaklaşımı beklemek hayalden öte bir beklentidir. Ticari anlamda beklentimiz, eşitlik söz konusu olduğu taktirde Ereğli esnafına pozitif ayrımcılık tanınmasıdır. Biz diyaloglarımızda bunun üzerinde duracağız. Erdemir’in asıl yapması gereken sosyal sorumluluklarını yerine getirmesidir.Çünkü , bir benim havamı kirletiyor, iki gürültü kirliliği yapıyor. En önemlisi kalkınmada öncelikli teşvik kapsamına alınmayışımı engelliyor. Kazandığı para burada gözüküyor ama bizim cebimize girmiyor. Dolayısıyla Erdemir şunu asla diyemez ben özel sektörüm benim sosyal sorumluluk anlayışım yoktur. Hayır Erdemir’in burada sosyal sorumluluk anlayışı olmalıdır. Nasıl Sabancı ve Koç gibi kuruluşlar nerde yatırım yaptılarsa nerde bulundularsa oradaki sosyal sorumluklarını yerine getiriyorlarsa Erdemir’de yerine getirmek zorundadır. Biz onlardan çok bir şey istemiyoruz. Sosyal sorumluluklarını yerine getirmesini istiyoruz. Nedir bunlar birkaç sene önce Sanayi ve Teknoloji Bakanı geldiğinde Teknoloji Fakültesi sözü verildi. Ama akıbetini bilen var mı yok, arada kaynadı gitti. İşte böyle bir fakülteyi Erdemir’in gerçekleştirmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu yatırım ona da geri dönecektir. Bu fakültede yetişecek insanlar bir şekilde iş gücü olarak Erdemir’e geri dönecektir. Bu Kdz. Ereğli’ye de esnafa da geri dönecektir. Orada okuyan öğrenciler Ereğli ekonomisine canlılık getirecektir. Bunun yanı sıra Erdemir sosyal olarak Ereğli’ye katkı sağlamalı, geleceğimiz olan gençlerimizi uyuşturucu ve kötü alışkanlıklardan uzaklaştırmak için spor aktivitelerine destek vermelidir”

EREĞLİ’NİN KURTULUŞU TURİZM ÖNCELİĞİDİR

“Şimdi peki Erdemir için böyle düşünüyorsunuz da bizim çıkmazlarımızı nasıl aşacağız. Çıkmazlarımızı aşabileceğimiz en büyük farkında olmadığımız, ya da farkında olduğumuz ama bir türlü harekete getiremediğimiz turizm olgusudur. Mitolojik tarihi sahip bir yeriz. Cehennem ağzı Mağaralarının tarihine bakın, Herkül’e kadar giden bir tarihimiz var. Doğal güzellik açısından baktığımız zaman dünyanın en eski yaşlı ağacı olan 4 bin küsür yaşında ağacımız var. Doğal güzelliklerimize baktığımız zamanda daha keşfedilmemiş, yeni yeni keşfedilmiş bir sürü güzelliklerimiz var. Bunları niye biz ön plana çıkartamıyoruz. İstanbul ve Ankara gibi yerin orta noktasında olacağız. Bu kadar güzel varlıklara sahip olacağız. Kültürel geçmişe sahip olacağız. Ama bunu hayata geçirecek iradeye sahip olamayacağız. Böyle bir şey yok. Bizim gurubumuzdaki bazı arkadaşlarımız turizm ile uğraşıyorlar. Öyle güzel örnekler veriyorlar ki, o bilinmeyen bir adada dünya çapında yapılan kamp turizminde neler elde edildiğini bizlerle paylaşıyor. Bizim öyle ayrıca kamp gibi bir gayretimizde yok, yerel olanları biz aktif hale getirebilirsek zaten sıkıntımız olmayacak. Deniz otobüsü yok, deniz uçağı yok, evet bizim kumsalımız çok güzel fakat yazımız az, ama aynı doğal şartlara sahip olan Karadeniz Trabzon’a kadar uçaklar da arap turistler dolu iken oralarda ekonomik canlılık varken, bizim Kdz. Ereğli ve Alaplı arasındaki sol yamaçlar bomboş iken, buraları aktif hale getirip dışarıdan turizm gücünü çekmemiz mümkün değil mi tabi ki mümkün, yani yeter ki doğru projelerle sağlam iradeler ile hareket edelim, biz tüm bunları yaparız. Turizm bacasız sanayidir. Kdz. Ereğli’nin büyük orandaki kurtuluşu bana göre turizm önceliğidir. Evet doğal limanımız var. Bir tanesini vermişiz askeriye ye askeriye gölcük donanması buraya gelecek diye istemiş, gelmiş mi hayır o zaman kusura bakma siyasi ilişkileri ve oda gücü kullanılarak geri alınacak. Ne yapılacak marina, niye yapılmasın, bunu yapmak mümkün, güzel gelir elde etmek mümkün, dolayısıyla bunları yapmak suretiyle Ereğli ekonomisine ve esnafına önemli kazanımlar sağlayacaktır”

ÖĞRENCİ SAYISININ ARTTIRILMASI

“Kdz. Ereğli’de öğrenci sayısının arttırılması, bunu siyasilerimiz de diğer arkadaşlar da dile getirdiler diye biliyorum. Biz öyle bir duruma düşmüşüz ki, burslardan yada velilerin çok kısıtlı imkanları ile çocuklarının bir şekilde meslek sahibi olması için gayret gösterdikleri bir oluşumdan o çocuklardan gelsinler de esnafımız canlansın, hareketlensin ve para kazansın, biz bu duruma gelmişiz. Bu çocuklar başka yerlerde eğitim görecek ve harcama yapmayacaklar mı tabi ki yapacaklar bunu tartışmıyorum. Ama yani sadece fakülteleri ve derslikleri arttırarak öğrenciler üzerinden gelir elde etme gayretine düşmüş olmamız kanıksanacak bir olay değil, olmalı mı elbette olmalı, bugün Eskişehir’i Eskişehir yapan oradaki öğrenci sayısı ve üniversitedir. Bu anlamda Kdz. Ereğli’de fakültelerin sayısı arttırılmalıdır. Biz tutup da daha Turizm fakültesine yer bulamaz iken İmam Hatip Lisesine ilave ihtiyaç duyulmazken, FETÖ operasyonunda el konulan Yıldırım Kolejini ilk etapta İmam Hatip’e tahsis etmeye çalışıyorsun, bizim siyasilerimiz maalesef siyasi rant peşinde koştukları için Ereğli’mize katkı değil zarar vermektedirler. İnşallah bu düşüncelerini değiştirirler genel anlamda Ereğli menfaatlerine yönelirler”

TERSANELER VE YATIRIMCI ÇEKME

“Her siyasi bir şekilde seçime girerken vaatlerde bulunur. Kdz. Ereğli’deki vaatlerin en büyüğü tersaneler, tersaneleri açacağız. Bizler de bir umutla destekliyoruz 2.5-3 yıl oldu açıldı mı? Gerçi kapanmadı oda ayrı bir konu, bir kere tersaneler şu an neden atıl durumda onu bilmemiz gerekir. Tersaneleri kimse kapatmadı ki, tersaneler küresel krizden ötürü senin buradaki fiyatlarının dünya fiyatlarından yüksek olduğu için sipariş alamamasından dolayı atıl duruma geldi. Çin’in ucuz iş gücü varken, dünyadaki saç fiyatları düşmüşken sen bu tersaneleri ben aktif hale getireceğim eskisi gibi demen çok doğru ve gerçekçi bir yaklaşım değil, peki ne yapmak lazım, aslında yapılan bir şeyler oldu. Mevcut yönetim orayı liman yapma konusunda belirli bir yere getirdi. Oranın liman yapılması için çalışma başlatıldı. Ama oradaki kısır çekişme nedeniyle iş kilitlendi. Diğer il ve ilçelerde yatırımcıyı çekmek için ayağına gidilirken, her konuda yardımcı olurken, önündeki engeller kaldırılmaya çalışılırken, burada oluşturulmuş bir yapıda benim bu kadar menfaatim olacak. Senin bu kadar menfaatin olacak kavgasıyla biz Ereğli’yi geriye götürüyoruz. Böyle bir yaklaşımı kabul etmemiz mümkün değildir. Bizler önceliğimizi Ereğli'nin menfaatleri yönünde kullanarak bu kısır çekişmelerle Ereğli'nin önünü asla tıkamayı düşünmüyoruz.

Yine tersaneler bölgesi ekonomik ömrü dolan gemilerin söküm işleri için kullanılabilir. Erdemir bir çok yerden nakliyesini ödemek suretiyle hurda satın alıyor, ayağının dibinde elde edilecek hurdayı mı almayacak! Bu oluşum hem Erdemir'in hem de Ereğli'nin menfaatine olacaktır.

Kısacası yıllarca ilçemiz doğru yönetilememiş, TSO yönlendirici, ön açıcı anlayışla ilçe esnafına katkı koyamamıştır. Oysa Erdemir gibi dünya devi bir tesisi olmayan Konya’da damper sanayisi gelişmiş, keza Adapazarı da aynı durumda., biz Kdz. Ereğli’de bir kürek ve el arabası dahi yapacak imalata yönelik bir yan sanayi bile oluşturmamışız. Sadece almışız satmışız o kadar”

İşte biz yetki alırsak profesyonel ekipler kurarak Tso nun en önemli görevi olan yatırımcının önünü açmak, iş kurmak isteyenlere projeler sunmak, işverenlerin önündeki bürokratik engelleri kaldırmak, ulusal ve uluslar arası fuarlarda yerli esnafımızın, sanayicimizin yapabilecekleri tanıtarak köprü kurmak, Pazar yaratmak vb işlevsel şekilde odayı çalıştırmak amacındayız.

Eğer yetki aldığım taktirde Ereğli'yi hak ettiği yerlere getiremez isem değil bir daha aday olmayı sevdiğim bu güzel şehri terk ederim, bu kadar da iddialıyım dedi.