Kayıt Tarihi: 7 Ocak 2018 Pazar 13:27
EMNİYET MÜDÜRÜ FAHRİ KÜÇÜK’ÜN BASIN AÇIKLAMASI GÜNDEME BOMBA GİBİ DÜŞTÜ...
Kdz.Ereğli İlçe Emniyet Müdürü Fahri Küçük'ün İl Emniyet Müdürü ve uygulamaları hakkındaki sözleri gündeme bomba gibi düştü. Küçük'ün açıklamasında çok çarpıcı detaylar yer aldı....

Kdz.Ereğli İlçe Emniyet Müdürlüğü görevine geldiği günden itibaren özellikle uyuşturucu ile mücadelede önemli başarılara imza atan, adeta ilçede uyuşturucunun kökünü kazıyan, yıllardır konuşulan ancak bir türlü tamamlanamayan mobese sistemini kurduran, ilçede gürültü kirliliğine yol açan motosiklet ve otomobillere geçit vermeyen, asayiş uygulamaları ile huzurlu bir kent yaratan Fahri Küçük, yazılı açıklama yaparak istifa ettiğini duyurdu. İl Emniyet Müdürü Ahmet Metin Turanlı'nın uygulamalarını ve üslubunu eleştiren, açıklamasında çok önemli detaylara değinen Küçük, Zonguldak, Ereğli ve Alaplı halkına da hakkını helal etti.

EREĞLİ MÜDÜRÜNE SAHİP ÇIKIYOR

Öte yandan sosyal paylaşım sitelerinde çok sayıda Kdz.Ereğlili, Fahri Küçük'e destek olmak için paylaşımlarda bulunuyor. Sivil toplum kuruluşları, bazı meslek odaları, taraftar dernekleri, Fahri Küçük'e destek olun çağrısında bulundu.

BAŞARISI HEP ÖNDE OLDU

Küçük, ilçede yaptığı başarılı çalışmalar nedeniyle gerek iktidar gerekse muhalefet partilerin milletvekilleri, il ve ilçe yöneticileri, kamu kurum ve kuruluşların temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, vatandaşlar ziyaret ederek teşekkür etmiş, çok sayıda da plaket almıştı. Fahri Küçük'ün açıklamaları şu şekilde:

ASLINDA NE OLDU

Yaklaşık iki yıldır, başta asayiş ve trafik olmak üzere emniyet hizmetlerini yürütmeye, personelimin ve vatandaşlarımızın huzur ve menfaatini gözetmeye çalışırken, çabalarken. Yaklaşık bir yıldır, hayatlarında etrafa rahatsızlık vermek dışında hiç bir işe yaramamış; gözlerini hırs bürümüş üç beş azgın yaratık, buldukları kullanışlı bir iki salak ve bunlara çanak tutan, menfaatleri bozulmuş veya geçmişteki entrikalarının açığa çıkacağı endişesi ile kıvranan asalaklar, son olarak bilmem kaçıncı arsızlıkları, bir tarafta görev ve sorumluluklar, bir tarafta haksız yere uğraşılmak ve en önemlisi de ahde vefa, tuz ekmek hakkı hukuku olduğunu bildiklerimin, bunu unutması, görmezden gelmesi, yalnız bırakılmak, artık bunalmış ve yorulmuştum... Belki de mertçe bir söz duymayı beklerken, farketmeden yorulmuştum. Zamanla, hak etmeyip yaşadıklarınız, gördüğünüz adaletsizlik, yaptıklarınızın, çabalarınızın görülmemesi boğuyor insanı. Keşke, hep kötü olmayıp, savaşırken bile vicdanlı ve ahlaklı olabilseydiniz de herşey bittiğinde, uyurken kafanız yastıktayken sağa sola dönmeseydiniz, Yaptığınız kötülükleri gerekçelendirmek için suratlarınızı kirli ittifaklarda yıkamaya çalışmasaydınız, Keşke beni bu kadar büyük görmeseydiniz, Her insanın bir dayanma gücü vardır. Bir taraftan bilinçli bir şekilde sayıca yetersiz bırakılan personelimin üzerinde artan iş yükü, Bunun sonucu olarak Ereğlili vatandaşlarımızın yeterli trafik ve asayiş hizmetinden yararlanamaması, (Şimdi bunu yazdım ya hemen kendi istatistiklerini çıkaracaklardır, Ereğli ilçe emniyet müdürlüğü A tipi özel statülü ilçe yapılanmasıdır, ildeki her şubenin ilçede büro olarak karşılığı vardır, asayiş, pasaport, ehliyet, trafik, ruhsat vs vs maç, sınav vs vs mesai dışı görevler, ilçenin sosyal, kültürel, ekonomik yapısı vs vs iş yükü) Hepsinin sebebinin benimle uğraşılması olduğunu bilmem, Artık ya bir kaç kişiyi öldürecektim, ya intihar edecektim ya da görevimden ayrılacaktım, Bu haleti ruhuye içerisinde olmama rağmen işimi de yapmaya çalıştım, sonra il emniyet müdürümüzü aradım, önce işte şu kadar aranan şahıs, iki kilo esrar yakaladık vs günlük operasyon bilgilerini verdim, sonra arif olanın anlayacağı şekilde sıkıntılarımı söyleyip, benimle uğraşanları tek tek biliyorum, dayanacak gücümün kalmadığını belirttikten sonra izne ayrılmak istediğimi, sonrasında da emekli olacağımı söyledim. O kadar hazırmış ki benden kurtulmaya, sen bilirsin, dedi. İzne ayrıldım, haliyle kulağıma birşeyler geliyor, halen bi arsızlık, entrika sürüyor, hatta hızlanmış, tekrar görüşmeye karar verdim, Zaten, kibirli olduğunu, benden kurtulmaya çalıştığını, Ereğli Emniyeti iyi çalışıyor dendiğinde rahatsız olduğunu biliyordum da ahde vefa, ekmek tuz hakkı hukuku için Büyüklerimin atadığı emniyet müdürüdür, yanlış yönlendiriliyordur diye yaklaşık bir hafta sonra tekrar makamına görüşmeye gittim, Tüm iyiniyetimle gittiğim makamında gördüğüm riyakarlık, aşırı basitlik karşısında midem bulansa da pişman değilim, çünkü art niyetinden şüphe olmayacak şekilde emin olmuştum. İstedikleri sonuca ulaşmanın küçük zafer sarhoşluğu içerisinde incileri, sırçaları tek tek dökülüyordu, çirkindi, yazık.Ayrıca, daha önce de şahit olduğum bir durum Allah'ın bir lütfu olarak tekrar gözümün önünde cereyan etti, İstihbarat müdürü makamına öyle yılışık ve laubali bir tarzda girdi ve beni görünce afallayıp kendine çeki düzen verdi ki ben ömrü hayatımda ne bir makama böyle gireni gördüm, ne de benim makamıma böyle giren oldu, Her ikisine de özel ilişkilerinde kolaylıklar dilerim, Çıkmadan önce kendisinin el altından gizli gizli görüştüğünü, bana yönelik entrikada rol aldığını bildiğim fetöden açıktan dönmüş boşkomisere vekaleti vermemesini, merkezdeki ikinci sınıf emniyet müdürlerinden birisini yerime atamasını, kendisinin bilmediği farklı konuların olduğunu devlet terbiyesi içerisinde söyledim ama riyakarca daha önce söylediğim konulardan birini bile söylemediğimi belirtti, Karadeniz Ereğliye döndüm, il emniyet müdürümüzün boşkomiserini devir teslimler için çağırdım, boşkomiser bana dedi ki, müdürüm siz izne ayrıldıktan bir gün sonra il emniyet müdürümüz geldi, bana işlere sen bak dedi, ayrıca uğraşmamızı istediğiniz personel varsa bana söyleyin ben hallederim dedi, yani bana bir şeyler bildiğinizin farkındayım ama benim suçum yok demek istedi, yüzüne boş boş baktım ve yeni bir mide bulantısı ile ayrıldım. İşte, il emniyet müdürüm, klavuzun böyle kargalar... Ve il emniyet müdürümüzün gösteremediği mertliği ben göstermeye karar verdim, tabi mide bulantımın geçmesi biraz zaman aldı, Kendini beğenmiş kişiliğinin bir sonucu olarak; Geldiği günden itibaren, sürekli Ereğli emniyetinin operasyonel başarılarının basında yer almaması için farklı zeka ürünü yöntemlerle çalıştı, ancak bir türlü anlayamadığı nokta bizim başarılarımız basında çıksın diye özel bir çabamız yoktu, basın bir şekilde gördüğünü duyduğunu zaten yazıyordu, hatta bir keresinde ben kendisine uyuşturucu ve cinsel içerikli haberlerin basında çok sık yer alması iyi bir durum değil, farklı mülahazalara, infiale yol açıyor, vatandaşın huzur ve güven içerisinde hissetmesinin tek yolu basın değil, vatandaş sokakta zaten bunu görüyor dedim, kendisi göreve başlamadan önce de basın mensupları her operasyon bilgisini basına vermediğimi gayet iyi bilirler, Fakat kişilik bozukluğunun bir tezahürü olarak bitmek bilmeyen hırsıyla merkezin yaptığı operasyonları allaya pullaya basına servis ettiler, Zamanla da merkezin haberlerinin arasına Karadeniz Ereğli Emniyetinin haberlerini sıkıştırdı veya örtülemez başarılarımızı basına kendileri verdi veya bize verdirdi ki art niyeti pek hissedilmesin, Yukarıya yazdığım konular veya devam edeceğim konular benim için çok önemli değil ama narsist kişiliğin yansıması diğer kişilik problemleri daha iyi anlaşılsın diye anlatıyorum, Bir konu arz edecek oluyorum, telefonu açış şekli, hemen söyle, çabuk söyle, sen Oflu musun, eyalet müdürü müsün vs Arkadaş seni arayan kişi, yaklaşık iki yüz bin vatandaşımızın yaşadığı Karadeniz Ereğli ilçe emniyet müdürü, ister seversin, ister sevmezsin, A'dan Z'ye bir dinle, lafı tıkma ağzımıza, sonra kararını ver, isterse bir başka astın arasın, sana bağlı bir astına kişilik problemini yansıtmaya, baskı altına almaya hakkın yok, Zamanla da kinaye laf söylemeler, benim bilgim var efelenmeleri, anlamadan dinlemeden ahkam kesmeler vs vs Bir de benzeri durumları ildeki tüm yönetici konumundaki personelin üye olduğu BİP ve WHATSAPP Gruplarında yapması, niyet, astların da bulunduğu gruplarda Ereğli İlçe Emniyet Müdürünün nasıl bozulduğunun görülmesi, konumumun erozyona uğratılması, ne yapsak, ne etsek, onu niye şöyle yapmadın, bunu niye böyle yapmadın vs vs hani bir hikaye var ya ne yapsan ne etsen sonunda hani şapkan niye yok diye art niyetini biryerlere bağlaması, Aynı durum yüz yüze yaptığımız toplantılarda da yaşandı, bir şey soruyor, bir tekitte bulunuyor, tam cevap vereceğim, lafı ağzıma tıkıyor, Tabi bu kişilik durumu devamlı değil, iki ileri bir geri, tam bak il emniyet müdürüm bizi anladı falan derken ummadığın anda bir sol kroşe daha, Şimdi gerçekten yaptıklarına, acınası haline acı acı gülüyorum, benim senden beni ilçe emniyet müdürü olarak devam ettirmen için bir baskım olmadı, isteğim olmadı, bir aracı bulmadım, bir elçi göndermedim, niyetini sezdiğim için, haksızlığa uğradığımı hissettiğim için işimi her zamanki gibi senin, istihbarat müdürünün ve ba ğ zı asalaklara rağmen yapmaya çalıştım, (ben iyiniyetli olarak işimi yapmaya çalışırken, entrika ağlarını örüyormuş, haberim yok) Sen ise kişilik bozukluğunun bir yansıması olarak kendine güvensiz ve haksız olduğun için, bunun yerini değiştirsem başarılı olduğu için kamuoyu baskısı olur vs korktuğun için benim görev yerimi değiştiremedin, Oysa o kadar basitti ki, tayinimi çıkaracaktın, hepsi bu, ben de senin bu durumunu algıladığım için sesimi çıkarmadan bekledim, mertlik yapmanı bekledim, ama yaptıklarınızı midem bir yerden sonra kaldırmadı, Sonuçta, Zonguldak emniyet müdürü, Karadeniz Ereğli İlçe Emniyet Müdürünü yendi, Keşke, Zonguldak İl Emniyet Müdürü olabilseydin ve hepimizi kucaklayabilseydin. Pirusvari Zafer Kazandın, tebrik ederim. Ama şunları unutma; Narsizm, kişilik bozukluğudur, Riyakarlık da günahtır, Hırs, gurur, kin, çekememezlik, kıskançlık, haset vs. bunlar da kötü ahlaktır. Bir de il emniyet müdürümüzün çok komiğime giden 15 Temmuz palavralarına değinmeden geçemeyeceğim, Neymiş efendim, 15 Temmuz'da İstanbul'da istihbarat ve terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısıymış, şöyle yapmış, böyle yapmış, bayağı bir kahramanlık yapmış, Böbürlenmelerini, ilk geldiğinde, önceki emniyet müdürümüz Osman AK'ın yanında da bir gurur, kibir abidesi olarak yapmıştı, zannedersin Osman AK, dünkü çocuk, zamanında bunun elinden tutmamış, istihbarata Osman AK aldırmamış, öyle bir anlatıyor ki, siz kimsiniz demeye getiriyor, sen kimsin ki, Osman AK, bugün Türkiye'nin hakkı layıkıyla ödenmemiş değerli şahsiyetlerinin başında gelir. Darbe teşebbüsü olduktan sonra hain değilsen devlet için millet için mücadele edeceksin tabi, sen istihbaratçısın ya öncesinde ne yaptın, 15 Temmuz'da gün boyu ne yaptın, 14 Temmuz'da ne yaptın, onları söyle, zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla halk sokağa çıkmış, Ankara'da bir asker gidip MİT'e bilgi vermiş, amerikan uşakları paniğe kapılmış, hain darbe teşebbüsünün saatini öne çekmişler, sen de bi zahmet adli soruşturmayı yürütüver. Peki, 15 Temmuz öncesi ne yapmış, falan filan, hepsi boş, CIA'nin beşinci kol faaliyeti FETÖcü darbeyi bilgi verebildin mi, buna cevap ver, kocaman bir yok. Karadeniz Ereğli'de 16 Temmuz'du galiba iki vatandaşımız emniyete geldi, dediler ki fetöcü falanca filanca bundan kırk gün önce hükümeti eleştirdiler, Sayın Cumhurbaşkanımızı eleştirdiler, biz karşı çıktık, dediler ki kırk gün sonra görüşürüz, hesapladık 15 Temmuz'u işaret etmişler, hemen soruşturduk, bilgiler doğru, o fetöcüler şu an tutuklu, Başka şeyler de var, detayına girmeyim, Hain darbe teşebbüsü adım adım gelmiş, sokaktaki vatandaşın haberi var, senin yok. Ey peki senin Ereğli'deki istihbaratçın olan ama bana bağlı olmayan şimdi emekliliğe kaçan cemal ne iş, şimdilik bildiğim, iki çocuğu fetö okulundan mezun, katalog evliliğinden damadı fetöden ihraç hakim, bank asyada hesabı var mı bilmem ama bankamatiğin önünde baya görülmüş, bunların hepsi önüme düşen bilgiler, Ha sonradan öğrendiğim de işi gücü bırakmış, istihbarat müdürünü kandırmış, bana karşı sana kanal yapıyorlar, e sen de hazırsın, sebep ne ben kalırsam bir şekilde cemalin geçmiş entrikaları, konumunu ranta çevirmesi ortaya çıkacak, Ey ben kimim, fetönün kendi arşivinde, örgüte karşı en tehlikeliler listesindeyim, tabi şimdi yazdıktan sonra silmezseniz, Peki ben ne yapmışım, Ukrayna'daki gibi, Mısır'daki gibi, İstanbul'da Gezi Parkında meydana gelen bir olayı, kendisini marksist leninist zanneden ancak liderlerinin batılı ülkelerde üstlendiğinden ve desteğinde hareket ettiğinden bihaber grupların (bunların hiçbir zaman ajite edilen duygusallık dışında eski SSCB ile irtibatı olmamıştır) provake ettiği kalabalığın Kızılay'dan, Güvenpark'tan, Akay'dan eski Başbakanlık binasına hükümeti düşürmeye yönelik kalkışmasını, HİÇBİR İSTİHBARAT BİLGİSİ OLMADAN, SOKAĞI İZLEYEREK KENDİ ÖNGÖRÜMLE ve ANILAN TARİHTE ÜSTÜMDEKİ TÜM RÜTBELİLERİN FETÖCÜ OLMASINA RAĞMEN TAMAMEN VE TAMAMEN KENDİ İNİSİYATİFİMLE GECENİN BİR VAKTİ MÜDAHALE EMRİ VEREN, HÜKÜMETİN DÜŞMESİNİ, KAOSA DÜŞMEMİZİ ENGELLEYEN VE SONLANDIRAN ANKARA ÇEVİK KUVVET MÜDÜR YARDIMCISIYIM. TELSİZ GÖRÜŞMELERİM VE KONUYLA İLGİLİ İFADELERİMİ ALIN OKUYUN, HATTA TELSİZ GÖRÜŞMELERİMİ POLİS AKADEMİSİNDE DERS KİTABI OLARAK OKUTUN da sevk idare nasıl olurmuş, provakatörler ile vatandaşlarımız nasıl ayrıştırılırmış, öğrenin. Daha fetöcüler çıkartmadan önce istihbaratta ve diğer hizmet yerlerimde yaptıklarımı yazsam, üniformamda madalya takacak yer bulamazsın, yeterince düşmanım var zaten, koruma ordusu da vermezsin. Atatürkçüyüm, Cumhuriyetçiyim, Milliyetçiyim, İnançlıyım, Bir de sizi çok seviyorum ve tüm saygımla sesleniyorum Sayın Cumhurbaşkanım, Buraya bunları yazıp, basına verdiğim için kusura bakmayın, çünkü size ulaştırmayacaklarını, ulaştırsalar bile manipule edeceklerini biliyorum, CİMER, gönderildikten sonra sizin haberiniz olmadan hangi bürokratik, tutucu ve koruyucu mantığın harekete geçeceğini, mekanizmalarını biliyorum, Mesela gezi olaylarını benim bastırdığımı, hükümetin düşmesini engellediğimi söyleyen oldu mu size, siz yine de o arkadaşlardan gezi ifadelerimi isteyin, niye vermediklerini sormayın, çünkü onlar eşlerini dostlarını sağa sola yerleştirmekle meşguldüler, sormayın, utandırmayın, Zaten, geziye yol açan hataları, istihbarat zaafiyetini, ağa baba ilişkileri ortaya çıkacak diye size söyleyemediler, araştıramadılar, Çünkü o sırada, fetöcüler, sizi bizi dinliyor, yönetimi nasıl dizayn ederizin telaşında iken diğerlerinin bir kısmı makam, mevki, rant vs işleri vardı, sokaktan bihaberlerdi, Sadece, gezideki istihbarat zaafiyeti yeterince araştırılsa, o sırada tamamen ve tamamen sizin ve bizim hedef alındığımız ortaya çıkacaktı, 17/25 Aralık olmayacaktı, 17/25 Aralık sonrası çoğu hak etmeden o makamlara gelenler biraz gözlerini açsaydı 15 Temmuz olmazdı. Şimdi 15 Temmuz'un bazı sözde kahramanları kibir ve gururla dolaşırken göremedikleri yeni tehdit var, soran olursa devletimizin güvenlik mekanizmalarındaki uzmanlarımıza anlatırım. Asıl uzmanlık alanım, bölücü örgüt faaliyetleridir, mücadelede hatta bitirilmesinde yapılan temel yanlışı yine soran olursa devletimizin güvenlik mekanizmalarındaki uzmanlarımıza anlatırım. Zaten beni tanıyorlar da gurur yapmazlarsa anlatırım. Buradan özellikle söylemek istedim, büyüklerimizin huzurunda bu konuları uzmanlarımıza anlatırım, Yazı, çizi ile uğraşsam ve büyüklerimin haberi olmasa bir şekilde tutucu, koruyucu bürokratik mekanizma anlatacaklarımı değersizleştirir. Devrek'te, Karadeniz Ereğli'de yaptıklarım da kamuoyunun takdirindedir. Değerli Mesai Arkadaşlarım, Değerli Zonguldaklılar, Karadeniz Ereğliler, Alaplılılar, hakkınızı helal edin, benden yana HELAL OLSUN, Aydınlık yüzünüzü, gözlerinizdeki ışığı, yüreğinizdeki sevgiyi hissediyorum... Sizleri ÇOOOKKKKK ÖZLEYECEĞİMMM... Görev yaptığım süre zarfında, sizlere çoğu şeyi yansıtmadım, çünkü bu sırtlan sürüsü ile baş edilmez, avları tek bir kişi olsun ki aç kalıp birbirlerini parçalasınlar, size de zarar vermesinler istedim, Hakkımı sırtlan dişleri ile çiğneyenler, bedduam üzerinize olsun, Bana yapılan iyiliklere misliyle karşılık vereceğimden şüpheniz olmasın, kötülükleri ise sadece ederi kadar, Ama unutmayın ki kötü niyetle murada erilmez, Keşke ilk taşı günahsız olan atsaydı, Entrika ve buna alet olanlar ve bunu görmezden gelenler, entrika eninde sonunda sizi de vurur, Bazılarının çok bağırması onları haklı yapmaz, sadece bir süre sonra sevimsiz yaratıklara dönüştürür. Daha sonra da hatırlanmazsınız bile... Ben bu topraklarda gerçekten yaşadım. Yazdıklarımın, kanuni sonuçlarını biliyorum. İnşallah vicdani ve hukuki olur. Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Başbakanım, Sayın Bakanım, Değerli Büyüklerim, beni lütfen varlığından emin olduğum vicdanınızla, aklınızla, mantığınızla dinleyin, anlamaya çalışın. Şimdiye kadar bunları niye anlatmadığımı soracak olursanız, her şerde bir hayır vardır, zaman zaman bazı şeyleri yazacak oldum ama yukarıda da değindiğim, korumacı bürokratik mekanizma tarafından harcanacağımı düşündüm. Fahri KÜÇÜK Karadeniz Ereğli İlçe Emniyet Müdürü, Karadeniz Ereğli ve Alaplı İlçelerinden Sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı"

Haber Kaynağı: www.ereglionder.com.tr

 
Gösterim : 4418
YORUMLAR
Web sitemiz 04.03.2012 tarihinden itibaren;
Toplam: 22294666, Bugün: 2591 kez ziyaret edilmiştir.