Kayıt Tarihi: 23 Temmuz 2020 Perşembe 14:37
Seyahatnamelerde Ereğli
1961 yılının 6. Ayının 16'sında Eregli'de iki kuşaktır eczacı bir ailenin ikinci oğlu olarak dünyaya geldim.Turgut Reis Ilkokulu'nun ardından Galatasaray Lisesi'ni 1980'de bitirdim..On yaşlarından beridir kokusunda büyüdüğüm Memleket Eczanesi beni eczacı yaptı.Askerlik görevini yerine getirdiğim 1986-87 Çanakkale Deniz Hastanesi dönemi dışında dedemin eczanesinde babamla birlikte çalıştık.Halen üçüncü kuşak olarak dede yadigârı Memleket Eczanesi'ni sürdürmeye çalışırken 2004'ten bugüne Ecz. Sabit Duran'ın Ereğli Tarihi'ni yayınlamak üzerine başladığım çalışmalar beni bir yerel tarih tutkunu haline getirdi.Geçen yılsonu yayımlanan "Kastamonu ve Bolu Salnamelerinde Ereğli" adlı bir kitabım var..
Burhan Akbaş – Atahan Demirkol

Bu ayki yazımızda ikisi de hemşehrimiz olan, biri 1977, diğeri 1993 doğumlu iki değerli akademisyenin Erdemir konulu çalışmalarını konu alacağız.

Bunlardan ilki olan Burhan Akbaş, Ereğli ve Alaplı’da devam ettiği ilköğretimini gene iki ilçede Endüstri Meslek Lisesi öğrencisi olarak tamamlamış; yüksek öğrenimini ise İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Tarih Öğretmenliği bölümünde bitirmiştir.

Ülkenin değişik yörelerinde öğretmenlik yapmış olan yazar ve araştırmacımız; 2013 yılında Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nde “Karadeniz Ereğlisi’nde Ağır Sanayinin Kuruluşunun Sosyoekonomik Etkileri (1960-1980)” adlı teziyle yüksek lisansını tamamlamıştır. Tez, genişletilerek 2018 yılında kitap olarak yayımlanmıştır. (1)

Halen Alaplı’da öğretmenliğe ve tarih araştırmalarına devam eden Akbaş, yöremizin yerel tarihine katkılarını da sürdürmektedir.

Burhan Akbaş’ın bu eserinin dışında, yayımlanmış iki kitabı daha bulunmaktadır.

İlki, 2017’de yayımlanan Osmanlı ve Cumhuriyet Arşivleri Belgelerine Göre Alaplı Tarihi adlı 96 sayfalık özlü bir eserdir. Alaplı Tarihi üzerine yayımlanmış ilk kitap olan eser, arşiv belgelerine dayanarak hazırlanmış, özgün bir çalışmadır.

İkinci kitap, Alaplı’nın ilk belediye başkanı Eyüp Yaman’ın yaşamını konu alan Alaplı’dan Bir Eyüp Yaman Geçti adlı eserdir ve 2018 yılında yayımlanmıştır.

Burhan Akbaş, halen değişik haber sitelerinde ve dergilerde yaptığı tarih araştırmalarını yayımlamaya devam etmektedir. Osmanlıca yazıya hakimiyeti ile, özellikle bölgemize ait arşiv belgelerinden derleyeceği belge ve bilgilerle yerel tarihimize katkılarının devam edeceğine inanıyoruz.

Konu ettiğimiz eserine yazdığı ‘Sunuş’unda (2) Akbaş, tezini hazırlarken Erdemir hakkında Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık Arşivleri’nin yanı sıra Resmi Gazete ve TBMM Zabıt Ceridelerinde saptadığı tüm belgeleri kullanmasının dışında, ulusal ve yerel basını tarayarak ilgili haberleri de değerlendirdiğini belirttikten sonra, “Neden böyle bir tez ya da kitap?” sorusunu şöyle yanıtlar:

“Gözlerimi hayata 1977 yılında bir ERDEMİR işçisi babanın çocuğu olarak açtım. Evimiz işçi mahallesi diyebileceğimiz ve fabrika sahasını tepeden gören Yarma (Elma Tepe) Mahallesi’ndeydi. Her sabah kalktığımda ilk gördüğüm şey ERDEMİR ve sahasındaki hareketlilik idi. Gündüzlerin hareketliliği gecelerin ışık denizine dönüşürdü. Fabrika, babam için iş ve ekmek iken bizim ise gelecek umudumuzdu. Ereğli gibi, Erdemir bizim ve bölge için film izlemeye gittiğimiz sinema, maçlarını izlediğimiz takım, denize girdiğimiz plaj, okuduğumuz okuldu…

Fabrikanın kuruluşu çocukluk merakımdı. Teknik Lise’de öğrenci iken stajyer olarak iki yaz yakından görme şansına sahip olduğum bu devasa fabrika, benim için inşa sürecinin araştırılması merakını daha da artırdı. Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Cumhuriyet Tarihi alanında bir yüksek lisans tezi hazırlamam gerektiğinde benim konum belliydi: ERDEMİR VE EREĞLİ.”

Kitap, Ereğli’nin coğrafi yapısı, yakın döneme ait bölümü daha ayrıntılı olmak üzere tarihi ve ağır sanayi öncesinde kentin demografik özelliklerinin özetlendiği 27 sayfalık bir ‘Giriş’ bölümünün dışında iki ana bölümden oluşur.

İlk bölüm, ‘Türkiye’nin Sanayileşme Çabaları ve Demir-Çelik Sanayi” başlığını taşır ve Türkiye’nin 1908-1980 arası sanayileşme çabalarının özetlendiği kısmın ardından dünyada ve Türkiye’de demir ve çelik sanayinin gelişimi anlatılır. Bu bölümde, 1926 yılının Mart ayında kömür bölgesi olması nedeniyle, Karadeniz sahilinde “Demir Sanayiinin Tesisine Dair” yasanın çıkartıldığını ve Divriği’de demir madeninin bulunmasının ardından Karabük Demir-Çelik Fabrikaları’nın 1937’de temeli atılarak 1939 yılında işletmeye açıldığını öğreniriz.

Devamında Erdemir özeline girilir ve kuruluş fikri ile ilgili ilk çalışmalardan başlayarak, kuruluş yasası, kurulacağı yer meselesi, finansman arayışları, kurucu ortaklar, ilk yönetim kurulu ve inşaat-montajı yapan yüklenici firmalar sırasıyla anlatılır. İnşaat için yapılan ön çalışmalarda 1961 yılı başından itibaren sahanın istimlâk edilmesi süreci ilginç ayrıntılarla ve yerel basından haber örnekleriyle verildikten sonra, projelendirme aşamasına değinilir. 1961 yazında sahanın düzenlenmesi, Filtepe ve Elma Tepe’nin bir bölümünün ortadan kaldırılarak Uzunkum kumsalının yok edilmesi, Gülüç’ün yatağının değiştirilmesi ve 1962-63 yıllarında zemine toplam 14.481 kazık çakılarak temelin atılması konu edilir. Erdemir’de kullanılacak malzemenin getirilmesi için Ereğli Limanı kullanılacak ve bunların fabrika alanına taşınması için antik kent limanını altında bırakacak olan sahil yolu yapılacaktır. Filtepe ve Elmatepe’nin kaldırılmasından sağlanan toprakla deniz seviyesinden 4 metre yükseltilerek 40 metre genişliğinde doldurulan alanda sahil yolu inşası 21 Mayıs 1962’de tamamlanır. 1963 Ekim’inde de limandan Fabrikaya demiryolu hattı döşenmesi bitmiştir. Şehirlerarası ulaşım için Ereğli-Akçakoca sahil yolu planlanıp bitirilir ve Düzce bağlantısı yapılır. Erdemir Limanı ve Havaalanı inşaatının anlatıldığı bölümden sonra fabrika ana tesislerinin montajı, lojmanların inşaatı ve açılış töreni ayrıntılarıyla sunulur.

Kitabın ikinci bölümü, ‘Karadeniz Ereğli’sinde Ağır Sanayinin Kuruluşu ve Sosyo-Ekonomik Etkileri’ başlığını taşır ve Ereğli-Alaplı belediye başkanlık süreçleri anlatıldıktan sonra kentte Erdemir sonrası gelişmeler bir çok başlık altında sunulur. Erdemir-Ereğli ilişkilerinin anlatılmasının ardından Erdemir’deki işçi hareketleri ve toplu iş sözleşme süreçleri özetlenir.

Erdemir’in kuruluş sürecini ayrıntılarıyla ele alan ve kentte meydana getirdiği dönüşümlere de değinen eser, fotoğraf ve belgelerle zenginleştirilmiş değerli bir araştırma özelliğini taşımaktadır.

Konu edeceğimiz ikinci akademisyen, yazı dizimizin ve kitabın en genç araştırmacısı olan Atahan Demirkol.

1993 Ereğli doğumlu olan Atahan, 2011 yılında Gürdal Özçakır’ın da öğrencisi olarak eğitimini tamamladığı Karadeniz Ereğli Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra Gazi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde lisans eğitimine başlamış, 2015 yılında mezuniyetinden sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kentsel Politika Planlaması ve Yerel Yönetimler bölümünde yüksek lisansını gerçekleştirmiştir.

ODTÜ öğrencisi olduğu süreçte Afyon Kocatepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya başlayan Atahan Demirkol, yüksek lisans eğitimini kentleşme, kent sosyolojisi ve yerel yönetimler üzerine yoğunlaştırmıştır.

Erdemir emeklisi bir babanın oğlu olmanın ve 18 yıl bilfiil bu kentte yaşamanın etkisiyle ODTÜ’deki yüksek lisans tezini “Bir Sanayi Kentinin Yükselişi ve Düşüşü: Karadeniz Ereğli’de Değişen Yer Duygusu” başlığı ile hazırlamış ve savunması sonucunda 2020 yılında mezun olmuştur. Eğitim hayatına Milli Eğitim Bakanlığı YLSY Bursiyeri olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Georgia State University’de doktora eğitimiyle devam etmektedir.

Daha önce bahsedilen eserlerin devamında, şehrimizle ilgili yayınlanmış en güncel akademik çalışma, Atahan Demirkol tarafından Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kentsel Politika Planlaması ve Yerel Yönetimler Anabilim Dalı’nda 2020 yılında hazırlanmış olan orijinal ismiyle “Rise and Fall of An Industrial City: The Changing Sense of Place in Karadeniz Eregli”, Türkçe tercümesiyle ise“Bir Sanayi Kentinin Yükselişi ve Düşüşü: Karadeniz Ereğli’de Değişen Yer Duygusu” başlıklı yüksek lisans tezidir. (3) Çalışma Ereğli’de Erdemir’in kent sosyolojisi üzerindeki etkisini incelemesi, bir dizi mülakat neticesinde nitel araştırma yöntemiyle saha çalışması içermesi, Ereğli’yi Türkçe dili dışında İngilizce olarak anlatan bir akademik çalışma olması ve bu sebeple şehrimizin meselesini uluslararası boyuta açması yönleriyle önemlidir.

Bu tez çalışması, yazarının kent sosyolojisi meseleleri üzerine ağırlık vermesi sebebiyle Ereğli’nin kent sosyolojisi açısından önemli bir olgusunu incelemektedir: Erdemir. Ancak başlangıçta, tez fikrinin ortaya çıkışı da yazar tarafından şu şekilde anlatılmaktadır:

“18 yılını Ereğli’de geçirmiş, sonrasında da her sene tatillerde olmak üzere hayatını Ereğli ile anlamlandırmış bir kişiyim. Aynı zamanda, Erdemir emeklisi bir babanın oğlu, ve yine Erdemir emeklisi bir dedenin torunuyum. Bu sebeple, her zaman Erdemir’in Ereğlili olmakla aramda kurduğu bağı hissetmiş birisiyim. Çocukluğunu ve sonrasındaki yılları bir dönem lojmanlarda, bir dönem lojmanlar dışında geçirmiş birisi olarak Erdemir’in hayatınızdaki etkisini hissetmemeniz mümkün değil. Hele ki anne tarafınızın bu şehre başka bir şehirden Erdemir’de çalışmak için göçmüş olması, sizin bu şehirle bağınızda Erdemir’in oynadığı rolü çok belirgin kılıyor. Böyle bir bağ içerisinde, Erdemir’in özelleştirme sürecini ve travmasını yaşamamak mümkün değildi. O süreçte yaşananlar, o yaşlarda anlamasam da, sonraki senelerde kent sosyolojisi üzerine eğilmemle Erdemir’in Ereğli kimliği üzerinde nasıl etkiler yarattığını anlamama yardımcı oldu. Ayrıca 2011’den sonra Ereğli’ye her geldiğimde bir şeylerin maalesef negatif yönde değiştiğini görmek, Erdemir ve Ereğli arasındaki ilişkinin şehre nasıl yansıdığını her seferinde anlamamı sağladı. Bu sebeple, kent sosyolojisi çalışan bir akademisyen ve bu şehrin bir evladı olarak, bu çatışmayı incelemek yaşadığım şehre hem mesleki, hem vicdani bir borcumdu.”

Yazarın bu şekilde çıkış hikayesini anlattığı tez çalışması, kent sosyolojisinde kullanılan bir kavram olan “yer duygusu” ve bu kavramla ilgili teorik tartışmalara dayanıyor. Yer ve mekân kavramları arasındaki ilişki, bir “mekânın” nasıl “yer” haline geldiği, Ereğli’de Erdemir üzerinden inceleniyor. Mekân, basit haliyle boş ve özel bir anlamı olmayan konumu ifade ederken, yer tam aksine anlamları barındıran ve değer atfedilmiş bir konumu ifade ediyor. Bu farkı anlatmak için “ev” kelimesi ile “yuva” kelimesi arasındaki fark düşünülebilir. Ev, dört yanı herhangi bir şekilde çevrili herhangi bir yapıyı ifade edebilecekken; yuva, içinde değer ve anlam taşıyan ve fiziki özelliklerinden ziyade bu anlam ve değerle tanımlanan bir kelime haline geliyor. İşte bu tez çalışması da, Ereğli’yi bir “yer” haline getirmekte Erdemir’in rolünü ve bunun yıllar içerisinde değişimini, Erdemir’in bir kurum olarak Ereğli’deki yer duygusunu nasıl şekillendirdiğini ve değiştirdiğini inceliyor. Bu tezin temeli de yine Mübeccel Kıray hocanın çok değerli eseri “Ağır Sanayiden Önce Bir Sahil Kasabası” çalışmasına dayanıyor.

Mübeccel hocanın 1960’larda ön gördüğü Erdemir ile Ereğli’nin değişeceği muhtemeldir, ancak bu değişimin ne denli olacağı ancak yıllar sonrasında aralarındaki ilişkinin ne derece olduğuna göre belirlenebilecektir (4) notundan yola çıkan çalışma, bugünden geçmişe bakarak Ereğli’deki insanların Erdemir’i, kuruluşunu ve özelleştirmesini göz önüne alarak Ereğli’nin Erdemir ekseninde nasıl değiştiğini, Erdemir’in Ereğli kimliğini nasıl etkilediğini incelemektedir.

Yazar tarafından tezin başlangıcında Ereğli’nin güzel insanlarına atfedilen çalışmanın Türkçe öz kısmında tez kısaca şöyle anlatılmıştır: (5)

“Karadeniz Ereğli, 1960’lı yıllarda Ereğli Demir ve Çelik Fabrikası’nın kurulmasıyla sahil kasabasından sanayi kentine dönüşmüş bir tek-sanayi kenti olarak sınıflandırılmaktadır. Fabrikanın kurulmasıyla birlikte Kdz. Ereğli’de tek-sanayi kenti bağlamında ekonomik, sosyal ve politik değişimlerde yaşanmaya başlandı ve geçtiğimiz 60 yıl boyunca Erdemir, kentteki bu değişimlere yön veren temel kurum olarak ön plana çıktı. Ayrıca bu süreçte Erdemir, kentteki kimlikleri ve belleği şekillendirip, kentin karakteristik özelliklerini de değiştirdi. Fabrikanın kurulmasıyla birlikte kente sağladığı pozitif yöndeki sosyal ve ekonomik katkılar, kentin yükselme dönemini başlatarak yer duygusundaki değişime sebep oldu. Ancak 2006 yılındaki özelleştirme sebebiyle fabrika, yer duygusunu ikinci kez etkileyerek değiştirdi. Özelleştirme sonrasında kent ve fabrika arasındaki değişen ilişkiler, insanları kente ait değerleri yeniden düşünmeye itti ve böylelikle Erdemir, kentteki temel kurum olarak kolektif bellek üzerindeki etkileri sayesinde yer duygusunu yeniden üretmiş oldu. Bu tez, Kdz. Ereğli’deki bu uzun dönüşüm süreci boyunca değişen yer duygusunu, kenti domine eden temel kurum olan Erdemir’e odaklanarak incelemektedir.”

Çalışma kapsamında 20 derinlemesine mülakat gerçekleştirilmiş olup, kent sosyolojisi alanındaki yer duygusu tartışmasının teorik kısmı bu mülakatlarla Ereğli ve Erdemir örneği üzerinden yeniden tartışılmıştır. Tez, henüz kitap veya makale yayınına uyarlanmamış olup, Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi (www.tez.yok.gov.tr) üzerinden tam metin olarak on-line erişime açıktır.

Kentimiz üzerine bu çok değerli araştırmaları gerçekleştiren akademisyenlerimizin artması dileğiyle…

DİPNOTLAR...........................................

(1) Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları’nın Kuruluşu ve Ereğli Havzası (1960-1980) – Burhan Akbaş – Ankara, 2018.

(2) A. G. E. Sayfa: vi-vii.

(3) Atahan Demirkol, Rise and Fall of an Industrial City: The Changing Sense of Place in Karadeniz Ereğli, METU, Ankara, 2020.

(4) Mübeccel Kıray, Ereğli: Ağır Sanayiden Önce Bir Sahil Kasabası, Ankara, 1964.

(5) Atahan Demirkol, Rise and Fall of an Industrial City: The Changing Sense of Place in Karadeniz Ereğli, METU, Ankara, 2020 P. vi-vii.

 
Gösterim : 5573
YORUMLAR
Web sitemiz 04.03.2012 tarihinden itibaren;
Toplam: 22293806, Bugün: 1731 kez ziyaret edilmiştir.