Kayıt Tarihi: 8 Ekim 2013 Salı 20:03
DİKKAT; İNME İNMESİN!
Yapılan araştırmalara göre dünyada kanser ve kalp hastalıklarından sonra en sık rastlanan ölüm sebebi olarak görülen İnme; beyine kan akımını sağlayan damarlardan birinin aniden tıkanmasıyla, beyindeki kan akımının yavaşlaması veya durması sonucunda meydana gelir. “Tıkayıcı İnme” ve ”Beyin Kanaması” olarak iki farklı şekilde kategorize edilen hastalıkta, gerekli önlemler alınmadığı ve erken müdahale edilmediği takdirde ciddi bir sakatlığın araz olarak kalması kaçınılmaz.

Ani olarak meydana gelen inme sırasında hastada, yüzde, kolda ve bacakta genelde bir taraflı kuvvet kaybı, his kaybı, görme bozukluğu (görememe veya çift görme), konuşma bozukluğu (peltek konuşma, konuşamama veya söylenenleri anlamama), yüzde eğilme, yürüme bozukluğu, dengesizlik ve bilinç bulanıklığı meydana gelir.

Beyinin değişik bölgelerinin farklı işlevleri olması nedeniyle, damar tıkanıklığı veya kanama sonucunda etkilenen bölgeye göre hastanın şikâyetleri değişebildiği gibi, belirtilerin ani olarak gelişmesi olası bir felç için en önemli uyarıcıdır.

İnme için en önemli risk faktörleri arasında yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, kalp hastalıkları, sigara kullanımına bağlı damar tıkanıklığı, gibi damar hastalıkları yer alır. İlk tanının nörolojik muayene ve genel muayene yapılarak konduğu inme hastalığında, beyin manyetik rezonans görüntülemesi (MR) de doğru tedavi için oldukça önemlidir.

Çekilen beyin tomografisi ile kanama olup olmadığı hemen anlaşılır ancak damar tıkanıklıklarının ilk birkaç saatinde veya küçük damar tıkanıklıklarında beyin tomografisi yanıltıcı olabileceği için, beyin MR’ı ile beyin damar tıkanıklıklarını ayrıntılı olarak değerlendirmek gerekir. İnme tedavisinde, beyin kanamasına bağlı olarak yüksek tansiyon kontrolü de sağlanmalı ve hastanın kullandığı kan inceltici varsa bunlar da kesilmelidir.

Beyin damar tıkanıklığına bağlı inmede ise, zamana karşı bir yarış konusudur bu nedenle hastaneye erken başvurmak oldukça önemlidir. İnme belirtileri başladıktan sonraki ilk 3 saat içinde uygun hastalara damar açıcı trombolitik tedavi denilen tedavi uygulanır. Uzun süreli önleyici tedavi için hastada tespit edilen nedene göre, aspirin, warfarin gibi kan inceltici tedaviler uygulanır. Fizik tedavi ile rehabilitasyon da tedavinin en önemli parçalarından biridir. Aynı zamanda tansiyon, şeker ve kolesterol yüksekliğinin tedavi edilmesi ile inmelerin tekrarı önlenebilir.

İnme konusunda bilgi veren YDÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Amber Eker; “tıkayıcı inme”yle ilgili, erken dönem inmede ilk 3 saatte yapılan “pıhtı eritici (trombolitik)” tedavinin kanıtlanmış en önemli tedavi olduğunu belirtti. Erken inme belirtilerini tanımanın ve hastayı trombolitik tedavi uygulayacak teşekküle sahip merkezlere hızlı ulaştırmanın çok önemli olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Eker, yapılan birçok çalışmada trombolitik müdahalenin ne kadar erken uygulanırsa o kadar etkili olduğu vurguladı.

Yrd. Doç. Dr. Eker; uygun hastalara “anjiografi” ile tıkalı damarlara ulaşıp, pıhtı eritici ve damar açıcı tedavilerin eklenmesinin, ölümcül ve yatağa bağımlılık gibi ciddi sakatlık sonuçları oluşturabileceğini ve felçlerde çok yüz güldürücü sonuçlar sağlamanın mümkün olmadığını da açıklamasına ekledi.

 
Gösterim : 2091
YORUMLAR
Web sitemiz 04.03.2012 tarihinden itibaren;
Toplam: 22294989, Bugün: 2914 kez ziyaret edilmiştir.