Bunun yanı sıra bazı bünyelerde ise bahar yorgunluğu halsizlik, huzursuzluk, aksırma, hapşırma şeklinde seyreden bir dizi olumsuzluklarla kendini gösterebilir.

Bu tip belirtilerin sebebi ise baharla birlikte artan bitkilerin polen transferi ve bu polenlerin üreme hücresi olan alerjenlerdir. Bu polenler baharın gelmesiyle ortaya çıkarlar ve 400-500 km uzağa rahatlıkla ulaşarak dölleme görevlerini yerine getirmek sureti ile bitkilerin çoğalmasına vesile olurlar. Polen transferleri sabahın ilk saatleri ile birlikte en yoğun anlarını yaşayarak gün içinde bu transferler belli aralıkla devam eder.

Havada bu kadar yoğun bir polen transferi yaşanırken solunum organlarımız vasıtası ile bu polenler bronşlarımıza ve gözlerimizde birikir. Akabinde bu alerjik yapı, burunda "alerjik rinit" (saman nezlesi) bronşlarda "alerjik astım", gözlerde ise "konjoktivit"e sebep olurlar.

Baharın gelmesiyle hapşırma, burun akıntısı, geniz akıntısı, öksürük, burun ve kulaklarda kaşıntı, gözlerde yanma, akıntı gibi belirtiler başlar.

Bu alerjik reaksiyonlardan korunma ve tedavinin bir dizi alternatifini sıralayalım;

1- Sabah saatlerinde dışarıya koruyucu maske ile çıkalım.

2- Yine sabah saatlerinde 05-10 arası pencere ve kapılarınızı kapalı tutalım.

3- Günlük elbiselerinizi yatak odasında çıkarmayalım.

4- Yeni nesil anti alerji ilaçları kullanılabiliriz fakat bu ilaçlar tam olarak tedavi etmez. Onun için neye alerjiniz olduğunu tespit etmeye çalışalım ve ona göre önlem alalım.

5- Papatya ve civanperçemi bitkisi demlenerek sabah akşam bir su bardağı içelim.

6- Bol bol C ve B vitamini içeren yiyecekler tüketelim.

7- Ekinezya çayı ya da extratı kullanılarak bağışıklı sisteminizi güçlü hale getirebiliriz.

8- İmkan dahilinde günde bir nohut tanesi kadar saf arı sütü kullanabiliriz.

9- Bunlara ilaveten keçi boynuzu veya extratını kullanabiliriz.

10- Karanfil, zencefil ve okaliptus karışımını içeren çay demleyip, günde iki su bardağı içerek kalanı ile de buğu yapabiliriz.

Sağlıcakla kalın...