ATMOSFERDE İYONİZE BULUT NASIL MEYDANA GELİYOR?
5 Mayıs 2008 tarihinde Türkçe ye çevrilip bana gönderilen makale aslında dünya bilim tarihinde önemli bir buluştur. 16 Ağustos gecesi ATV canlı yayında bu makalem okunacaktı, lakin ATV kanalının beni davet ettiği Dedeman oteline makalem ben yayına girdiğim zaman gönderildiği için okunamamıştı.
Makaleyi bana gönderildiği gibi aynen yayınlıyorum…
NASA Ames'deki araştırmalarımız, pek çok sismoloğun araştırmalarının tersine, büyük sismik olaylar öncesinde kayalarda oluşan fiziksel olayları anlamaya yönelik. Yeryüzündeki levhaların hareketine ve çarpışmasına sebep olan tektonik olaylar kayalar üzerinde artan bir basınç (stres, yani alan başına düşen kuvvet) yaratıyor. Bu stresin etkilerini anlamak için yakın zamanda keşfedilen elektronik yük taşıyıcılarına bakmak lazım. Bu taşıyıcılar birbirine bağlı olduğu için elektronik olarak aktif olmayan iyon ikilisinden oluşuyor.
Yüksek stres seviyesi sebebi ile, kayaları oluşturan minerallerdeki kristal yapısındaki atomlar birinden öbürüne hareket ediyor, ve Kayaların plastik deformasyona uğramasına neden oluyor. Bu harekete "dislocation" deniyor. Bu hareket sonucunda elektronik yük taşıyıcıları aktif hale geliyor ve kayayı bir pil gibi şarj ederek kayada elektrik akımı oluşmasına sebep oluyor. Bizim için önemli olan ise bu akimin kayanın basınç altındaki bölümlerinin yansıra, diğer kısımlarına doğru da ilerleyebiliyor olması. Bu elektrik akimini taşıyan yük taşıyıcılarına ‘’defect electron’’, ‘’hole’’ veya ‘’positive hole ‘’(phole) deniliyor. Bu phole'lar kilometreler uzunluğundaki kayalardan, toprak ve kumdan geçebiliyor.
Havadaki iyonların oluşması için önemli olan, kayaların yüzeye yakın kısımlarında, phole'lara bağlı olarak ortaya çıkan elektrik alanı. 1984'de bu akimin 1000000 volt/cm olacağını teorik olarak hesaplamış ve bu yüksek akimin havanın iyonizasyonuna sebep olacağını öne sürmüştük (Physical Review B'deki bir makalede). Bu makaleden 24 sene sonra kayaların kırılmasına yakın zamanda santimetre başına 1000000000 iyon oluştuğunu gördük. Daha önce bazı sismologlar iyonizasyonun yeryüzünden gelen radyoaktif radon gazına bağlı olduğunu savunmuştu. Radonun iyonizasyon üzerinde tabii ki bir etkisi var, fakat kısıtlı yerlerde, kısıtlı zamanlarda ve düşük bir seviyede iyon oluşumuna sebep oluyor. Biz strese bağlı iyonizasyonu laboratuvar deneylerinde gösterdik ve doğal koşullarda da etkili olduğunu düşünüyoruz. Eğer havadaki bağlı nem oranı yeterince yüksekse, havadaki iyonlar su buharının yoğunlaşarak su damlacıkları oluşturmasına zemin hazırlar. Fakat eğer baglı nem oranı düşükse, sis veya bulut oluşmaz. Bu su damlacıkları oluşumunun hangi atmosfer seviyesinde olduğuna bağlı olarak, ortaya sis veya bulutlar çıkabilir. Bulut veya sisin neme bağlı olması dolayısı ile, deprem öncesi sinyallere bakarken sadece bulutlara değil, bahsettiğimiz iyonizasyona da bakmak gerekir.
SONUÇ
İyonize deprem bulutları gerçek ancak bunları çıplak gözle atmosferde aramak hemen hemen çok zor bir iş olsa gerek.
Birincisi çok iyi bir pratik meteoroloji bilgisine sahip olmak gerekir, kısacası hava kitlelerini, cepheleri, bulut şekillerini, alçak atmosfer ile orta ve yüksek atmosferdeki hava kitlelerini hareketlerini çok iyi bilmek lazım.
O zaman anormal gözüken, yani meteorolojik olmayan iyonize bulutları belki keşfetme şansına sahip olunabilir. Ayrıca şunu da belirtmem lazım ki bu bulutlar sadece atmosferde nem oranı yüksekse meydana gelebiliyorlar. Aksi takdirde oluşmayabiliyorlar. Bir de eğer depremin derinliği 30 km civarından daha fazla ise o zaman deprem bulutları oluşmayabiliyor.
Benim şahsi tecrübelerime göre 1970 senesinden bu yana yerden göğe bakıldığında olası bir iyonize bulutu keşfettikten 24 saat ile 48 saat sonra depremler meydana geldi. Lakin 90% depremlerin yerlerini bilemememe rağmen zamanlarını ve kuvvetlerini de aynı orantıda tahmin edebildim.
İyonizasyonun yoğunluğu, iyonize bulutların hareketi, gördüğüm alandaki nem orantısı bilindiği zaman bence depremin kuvvetini hiçbir yer istasyonu olmadan, hiçbir alet olmadan tahmin edebildim.. Ama yerini bir-iki deprem haricinde asla! Çünkü ben sadece bir noktadan alçak atmosferi gözetebiliyordum. İyonişze bulutlar çok geniş alanlara yayılabiliyorlar.
Uydulardan iyonize bulutları görebilmek.
Yine benim şahsi tecrübelerime göre bu bulutlar gözüktükten 7 gün içerisinde depremler meydana geldi.
1. Bulutlar istasyoner oluyorlar yani bir bulut veya kümelenmiş bulutlar diğer bulutlar hareket ederken yerlerinde sayıyorlar.
2. Bulutlar hemen üzerlerindeki bulutlara zıt olarak, yanlarında 180 derece açı bırakarak hareket ediyorlar.
3. Bulutlar bir noktada çıkıp bir duman gibi ilerliyorlar.. Etraftaki bulutlar normal meteorolojik olaylara uygun olarak hareket ediyorlar.
Yer istasyonlarımız kurulduktan sonra olası depremler önceden haber vermeye çalışacağız.
Sevgiyle kalınız..