ÖZGEÇMİŞİ: 1954 Sivas doğumluyum. Babamın memuriyeti dolayısıyla bir çok yeri dolaştık.İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü Resim-İş Öğretmenliği bölümünü üç yıl okuduktan sonra, Gazi Eğitim Enstitüsü’nden 1977 yılında mezun oldum.
Karadeniz Ereğli’de fotoğraf deyince akıllara gelen ilk isimlerden biri olan, fotoğraf sanatında 40. yılını yaşayan eğitimci, büyük, küçük her kesimin öğretmeni olan Cemil Rüştü BAYKAL, bu ayki Portre Ereğli konuğumuz oldu. Cemil Rüştü BAYKAL, fotoğraf sanatına nasıl başladığını ve bugünlere nasıl geldiğini okuyucularımızla paylaştı.
Fotoğraf Sanatına Nasıl Başladı? Bugünlere Nasıl Geldi?
Önce sanırım sinemaya hevesliydim. Birgün bir akrabam bana 8 pozluk bir Zeis Körüklü Makine hediye etti. Sanırım ortaokul yıllarımda. Bu bana fotoğraf dünyasının kapısını araladı.
Fotoğrafçılığa ciddi anlamda Gümüşhane’de Foto Gürses’te kalfa olarak başladım.Lise ikinci sınıftaydım. Yıl 1972. Temel bilgilerimi ustam Foto Ekrem GÜRSES’ten aldım. Aldığım resim eğitimi de bana çok şey kazandırdı. 13 yıl Kütahya,Emet’te Stüdyo Fotoğrafçılığı yaptım.
Karadeniz Ereğli’ye 1993 yılında geldim. Önce, Gülüç Fotoğraf Grubu’nda sonra, Karadeniz Ereğli Sanat Kurumu Derneği’ne bağlı ERFOĞ (Ereğli Fotoğraf Grubu)’da çalışmalarım oldu. 18/04/2007 Tarihinde KEFSAD (Karadeniz Ereğli Fotoğraf Sanatı Amatörleri Derneği) kuruldu. 34 Kurucu arasında yerimi aldım.
Bu yıl fotoğrafta kırkıncı yılımı yaşıyorum.
Neden Fotoğrafçılık? Fotoğraf Sizin İçin Ne İfade Ediyor?
Hani bazı yazarlar vardır ya, ‘yazmasam ölürdüm’ derler. Bu kadar abartmayayım ama fotoğraf yapmasam olmazdı. Belki de olurdu. Başka bir şey olurdu. Fotoğraf olması iyi olmuş (mu?)
Fotoğraf bir sihir, bir büyü, aynı zamanda bir gerçek ve müthiş bir yalan. Bütün bu özelliklerini barındırdığı için çok kişinin yaşamına öyle veya böyle giriyor. Fotoğraf bir belge, bir sanat nesnesi olabildiği gibi sadece bir görüntü de olabilir. Beni fotoğrafın belge yönü de,kurgu yönü de ilgilendiriyor.Bir yöne yönelik bir saplantım olmadı sanırım.Fotoğraf yaşamın bir yansıması da olabilir bir hayal ürünü de.Her ne şekilde olursa olsun amaçlananı başardıysa iyi fotoğraftır ve ilgimi çeker.
Bir Eğitimci, Bir Resim Öğretmeni Olduğunuzu Biliyoruz. Bir Resim Öğretmeni, Bir Fotoğraf Sanatçısı Nasıl Buluştu? Resim Öğretmenliği, Fotoğraf Sanatçılığı İle Uyum Sağladı mı? Bu Birliktelik Hakkında Neler Söyleyeceksiniz?
Herkes resim öğretmeninin aynı zamanda sanatçı olmasını bekliyor. Bir sanat hakkında bilgili olmak hatta o konuda yetenekli olmak onun sanatçı olacağı anlamına gelmiyor. Ben hiçbir zaman sanatçı olma isteğimle okumadım.O işi sevdiğim için, öğrenmeyi ve öğretmeyi sevdiğim için okudum.Resim okumam elbette fotoğrafta da işime yaradı.Ama bu beni fotoğraf sanatçısı yapmıyor.İşin estetik boyutunda işe yaramıyor diyemem.Sanatçı olup olmadığım konusunda da kuşkularım var.Onu zaten en iyi zaman belirler.Umurumda da değil.
Son Söz Olarak Fotoğraf Sanatçılarına Söylemek İstedikleriniz?
Haddimi aşmayım. Kendimi sanatçı gibi göremezken fotoğraf sanatçılarına ne söyleyebilirim ki? Şöyle desek daha iyi olmaz mı? Fotoğrafla uğraşanlara söylemek istediklerim olabilir.
Onlara bol fotoğraf görmelerini (ustaların işlerini kastediyorum),tekniği iyi kavramalarını (böylece yapabileceklerinin sınırlarını öğrenirler),fotoğraf üzerine yazılan dergi ve kitapları okumalarını önerebilirim.
Tüm fotoğraf sevdalıları, ışığınız ve hayalleriniz bol olsun.