İnsan tek yaratılmamış,diğer yaratılanlar gibi çift yatatılmış,Adem'in yanına bir de Hava ilave edilmiş,Diğer neviler gibi,insan nevi de,bu ilk çiftten çoğaltılmıştır. İlk günahın,ilk defa bu çiftten sadır olduğunu görüyoruz. İlk suçun da,Adem'in iki oğlu arasında cereyan ettiğine şahid oluyoruz.Günahın cezası tevbe edilmemişse AHİRETTE verilecektir.Suçların cezası,ya naslarla tesbit edimiştir veya beşerî kanunlarla tayin edilmiştir.Adem ( a.s.) ve Hava anamız tevbe ettikleri için bağışlanmışlar,İblis-Şeytan tevbe etmediği için ALAH'IN RAHMETİNDEN TARDDEDİLMİŞTİR.
Kabil kardeşini masumen öldürdüğü için,sonsuz bir ceza ile mahkum edilmiştir.Hatta,yer yüzünde ilk katletme,insan öldürme yolunnu açtığı için,KIYAMETE KADAR BÜTÜN KATİLLERİN SUÇUNUN,GÜNAHININ BİR MİSLİNİ ÇEKECEKTİR.EY İNSAN ! DİKKAT ET,İNSAN OLARAK HİÇ BİR KÖTÜLÜĞÜN İLK KAPISINI AÇAN SEN OLMA.
Suç, ya itirafla sabit olur ki,içtimaî hayatta buna ender rastlanır,kişi suçunu bir türlü itiraf etmek istemez, aksine bütün imkanlarını kullanarak suçunu örtbas etmeye çalışır. Asr-ı saadette, gerçek müslümanların suçlarını itiraf ettiklerine sık sık rastlıyoruz.Onlar AHİRETE SAMİMİ OLARAK İNANDIKLARINDAN,CEZALARININ AHİRETE KALMASINI İSTEMİYORLARDI.
Suçlu zannedilen kimse suçu kabul etmezse,suçunu itiraf etmeye zorlanamaz. Suçu itiraf ettirmek için yapılan her türlü baskı ve kötü muameler,insanlığa,insan haklarına aykırıdır. Kişinin suçluluğu sabit olmadıkca masumdur, ona yapılan işkenceler, baskılar, bed muameler suçun ta kendisidir. Bir masum şöyle anlatmıştı ; MEVHUM, İSNAT EDİLEN SUÇUMU İTİRAF ETTİRMEK İÇİN, ELLERİME BENZİN DÖKÜP YAKTILAR ! İnsanım diyen bir insan,görevi ne olursa olsun, bir insana,bu işkenceyi nasıl yapabilir?
İtiraf yoksa,suçun tesbiti ancak delillerle mümkündür,Deliller toplanırken tarafsızlığa son derece dikkat edilmesi gerekir. Suçluya ceza verirken kızan hakim vazifesinden azledilmiştir. Ceza, ALLAH adına, kanun namına verilir. Nefsî hisler ,hükümde mevzubahis olamaz. Nefsî hislerine esir olarak hüküm veren İtalyan bir hakim, sonradan pişman olarak, vicdan azabından kurtulamayarak intihar etmiştir. İslâm hukukunda,herhangi bir kimseye suç isnat edip,isbat edemeyen kişi, müfteri damgasıyla damgalanıyor, kendisine iftirasından dolayı ağır bir ceza veriliyor, bir daha şahitliği kabul edilmiyor. İnsan, ben istediğimi yaparım, istediğimi söylerim diyemez, insan her şeyinden sorumludur.
Bugünkü gidişata baktığımızda, hukuk, kanun, hak, adalet, mevzuat, anayasa , tarafsızlık ... gibi mefhumlar,çoğu zaman nazara alınmıyor, gözardı ediliyor, zihniyetlere, rüşvet, maddî çıkarlara, taraftarlığa, yakınlığa... göre ahkamlar kesiliyor, neticede pek çok suçsuz kimseler mağdur ediliyor, perişan ediliyor, işini, aşını kaybediyor,çoluk-çoçuğu perişan oluyor. İnsan oğluna bu reva mı ?
Gerçek manada bir hakim anlatmıştı ;
- Bir cuma günü,cuma namazından sonra.adliyeye vardığımda,adliyede bütün arkadaşlarımı, büyük bir telaş ve endişe içinde gördüm.
- Hayrola, bir şey mi var ?
-Sorma,hakim bey,inklaplar gitti,inklaplar ayaklar altına alındı,çiğnendi !
- Haberimiz yok, yoksa yeni bir ihtilal oldu ?
- Nerde o günler,yok,yok,ihtilalin filan olacağı yok, CUMA HUTBESİNDE, HOCA,- FAİZ HARAM DEDİ -Böylece, inkilaplara,devrimlere karşı gelip,anayasaya,ceza kanunlarına göre büyük suç işlemiştir, suçlu hocayı celb edip, tevkif etmemiz, tutuklamamız gerekiyor.
HAKİM; - BEN DE CUMA NAMAZINDAYDIM. EVET, DEDİĞİNİZ GİBİ HOCA EFENDİ CUMA HUTBESİNDE, FAİZİN HARAM OLDUĞUNU SÖYLEDİ. KUR'AN - I - KERÎM, FAİZİN HARAM OLDUĞUNU AÇIKCA BEYAN EDİYOR. MUHTEREM HOCA EFENDİNİN, KUR'AN'IN HARAM KILDIĞI BİR ŞEYİ SÖYLEMESİNİN KANUNLARIMIZA GÖRE SUÇ SAYILDIĞINI NASIL TESBİT EDECEĞİZ ? NEREDE BÖYLE BİR KANUN, NEREDE BÖYLE BİR MADDE?
BİR ÇOK ŞEYLER VAR Kİ ; KANUNA GÖRE SUÇ DEĞİL, FAKAT DİNEN HARAMDIR, GÜNAHTIR. MESELA :VATANDAŞ, BİR BAYİE GİDER, BİR ŞİŞE ŞARAP ALIR, EVİNE GETİRİR, İÇER, BU KANÛNEN SUÇ DEĞİLDİR, AMMA, DİNEN HARAMDIR, GÜNAHTIR. PUTPERESTLİK EN BÜYÜK GÜNAHTIR, AMMA ,KANÛNEN PUTPERESTİ SUÇLU KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR.
FAİZ ALMAK, VERMEK, YEMEK DE, KANUNLARIMIZA GÖRE SUÇ DEĞİLDİR, FAKAT, DİNEN HARAMDIR, GÜNAHTIR. HARAMLA,GÜNAHLA, KANÛNEN SUÇ SAYILAN ŞEYLERİ BİRBİRİNE KARIŞTIRMAMAK GEREKİR.DEĞİLSE ÇOK YANLIŞLIKLAR YAPARIZ, MADDÎ VE MANEVÎ SORUMLULUKLAR ALTINDA KALIRIZ. HER HANGİ BİR SUÇUN HEM MAHİYETİ, HEM DE MÜEYYİDESİ,TAYİN EDİLEN CEZASI,KANUNLARDA HİÇ BİR TEREDDÜDE, HİÇ BİR ŞÜPHEYE İMKAN VERMEYECEK ŞEKİLDE AÇIKCA BELİRTİLMESİ ŞARTTIR.
KANUNLARDA OLMAYAN BİR SUÇ TAHAYYÜL EDİLEREK,KİŞİLER SUÇLANAMAZ VE ASLA CEZALANDIRILAMAZ.
TÜRKİYE'DE HAKİMLER VAR DEDİRTEN GERÇEK HAKİM beyin, bu hukukî izahı, adliyedeki olağan üstü telaşı bertaraf ettiği gibi, hoca efendiyi de adliyeye, karakola çağrılmaktan kurtardı. Değilse vay hocanın haline. Vurun kelepçeyi, alın götürün hocayı ! Dayak mı istersin, her türlü hakaretler mi istersin, işkence mi istersin, tecrid koğuşları mı istersin......!
Yakın geçmişimizi inceleyecek olursak, pek çok masum, suçsuz, günahsız insanların, ne büyük zararlara uğratıldıklarının pek acı örnekleriyle karşılaşacağız. Ben yaptım da, yanıma kar kaldı, veya iyliklerimin karşılığnı görmedim diye düşünmeyelim, herkes yaptığının karşılığını elbette görecektir. Amma bu gün,amma yarın.
Tarafsız, adil, gerçek, doğru hukuk sistemine son derece bağlı bir yargıyı, herkes çok özlüyor ve istiyor. Amma her şeyin başında insan unsuru gelir,insanımızı gerçek insan olarak yetiştiremezsek, yargı sistemi ne kadar hukukî, adil, ne kadar gerçek ve doğru olsa da hak ve haklı olan neticeyi alamayız. İnsanda tam manasıyla sorumluluk duygusu olacak ki neticede hak yerini bulsun, bu da ancak; ALLAH VE AHİRET İNANCIYLA TAHAKKUK EDER. DÜNYA'NIN VE İNSANLIĞIN, BİR DOĞRU İNANÇ SEFERBERLİĞİNE İHTİYACI OLDUĞUNA DÜŞÜNÜYORUM...
BU DUYGULARLA SİZLERE HOŞ KALIN DİYORUM.