NUH (A.S ), ADEM'DEN ( A.S.) sonra,insanlığın ikinci babası olarak addedilmiştir.O da bir peygamberdir. Kavmine açık bir uyarıcı,doğru yola sevkedici olarak ALLAH tarafından vazifelendirilmiştir. Kavmine, bir olan ALLAH'tan başkasına ibadet edilmeyeceğini,değilse elîm bir azapla karşılanacaklarını tebliğ etmiştir.
Rivayete göre, NUH'A ( A.S.) kırk yaşında peygamberlik verilmiş,sekiz yüz elli sene kavmini ALLAH'ın dinine davet etmiştir.Tufandan sonra altmış sene daha yaşamış,ömrü dokuz yüz elli seneye ulaşmıştır.NUH'UN (A.S.) bin dört yüz sene de yaşadığı söylenilmektedir. İnsan neslinin çoğalması için o günün insanlarının ömürleri uzun takdir edilmiş.
Nuh kavminin ileri gelenleri peygamberlerine karşı çıkarak itiraz etmişlerdir; (SEN BİZİM GİBİ BİR İNSANSIN, SANA TABİ' OLANLAR, UYANLAR FUKARA,AŞAĞI TABAKA KİMSELERDİR, SENİN BİZE ÜSTÜNLÜĞÜN, ÜSTÜN OLACAK BİR TARAFIN YOK, BİZ SENİ YALANCILARDAN SAYIYORUZ.) Çünkü,onlar, peygamberin insan üstü meziyetlerinin ve etrafının eşraftan olacağını zannediyorlardı.Tarih boyunca ALLAH'I tanımayan kimseler, kendilerine putlar uydurmuşlar, onlardan medet ummuşlar. Peygamberin kendileri arasından çıkabileceğini akıl edememişler.
NUH (A.S.) kavmine peygamberliğine açık delil olduğunu, ALLAH'ın kendisine rahmet verdiğini, fakat kendilerinin bunlara ibretle bakmadıkları için göremediklerini, hep olumsuz şekilde nazar edip, hakikatları çirkin bakışla çirkin gördükleri açık açık beyan etti.
Nuh'un kavmi,peygamberlik iddiasının bir menfaat arzusuyla yapıldığı,asıl maksadın NUH'UN (A.S.) onların zenginliklerinde gözünün olduğu evhamına kapıldılar.
NUH (A.S) :(EY KAVMİM! PEYGAMBERLİK HİZMETİMİN KARŞILIĞINDA SİZDEN MAL İSTEMİYORUM, BENİM MÜKAFATIMI ANCAK ALLAH VERCEKTİR.) dedi.
ALLAH'IN DİNİNE HİZMET KARŞILIĞINDA DÜNYEVÎ KARŞILIKLAR ASLA DÜŞÜNÜLEMEZ. Nuh kavmi ve ileri gelenleri,imanlıları fakir,garip kimseler gördüklerinden,onlarla beraber olmayı, bir araya gelmeyi aşağılık zannettiklerinden,NUH'DAN (A.S.) onları kovmalarını istediler.
NUH (A.S.) : ( İMAN EDİP AHİRETTE MUHAKKAK RABLERİNE KAVUŞACAKLARI, BEN ASLA KOVMAM, LAKİN BU TEKLİFİ BANA YAPAN SİZLERİ CAHİLLLER TOPLULUĞU OLARAK GÖRÜYORUM.
EY KAVMİM ! SİZİN BU TEKLİFİNİZE UYUP İNANAN KİMSELERİ,ALLAH'IN EMRİNE AYKIRI OLARAK KOVSAM, ALLAH'IN BANA VERECEĞİ AKİBETTE, KİM BANA YARDIM EDEBİLİR, HİÇ DÜŞÜNMÜYORMUSUNUZ?)
DAHA SONRA NUH (A.S.) ŞU GERÇEKLERİ DE KAVMİNE BEYAN ETTİ : ( BEN SİZE YANIMDA ALLAH'IN HAZİNELERİ VAR DEMİYORUM. BEN ĞAYBİ BİLMİYORUM. BEN MELEĞİM DE DEMİYORUM. SİZİN TAHKİR ETTİĞİNİZ, KÜÇÜK GÖRDÜĞÜNÜZ KİMSELERE ALLAH HAYIRLAR VERMEYECEK GİBİ BİR İDDİAM DA YOK. HERKES HAKKINDA NELERİN OLACAĞINI EN İYİ ALLAH BİLİR.EĞER BEN ALLAH'IN BANA BİLDİRDİKLERİNİN AKSİNE BİR ŞEYLER SÖYLERSEM, O ZAMAN ZALİMLERDEN OLURUM. BU BAKIMDAN BEN ALLAH'IN RIZASINA AYKIRI BİR ŞEY KATİYYEN YAPAMAM VE SÖLEYEMEM.)
NUH'UN (A.S.) putperest müşriklere ikna edici deliller getirmesi,onlara bir fayda vermedi, en sonunda şöyle : ( EY NUH ! BİZİMLE ÇOK MÜCADELE ETTİN,MÜCADELENİ GİTİKCE DE ARTIRDIN,HER ŞEYE RA'MEN BİZ SANA İNANMIYORUZ,SENİN BATIL DEDİĞİN İNANCIMIZA,GİDİŞATIMIZA DEVAM EDİYORUZ.EĞER GERÇEKTEN DOĞRUYU SÖYLÜYORSAN,BİZE VA'DETTİĞİN AZABI GETİR.) DEDİLER.
Onların bu isteklerine karşı NUH (A.S.) : ( DİLEDİĞİ ZAMAN AZABI,CEZAYI ANCAK ALLAH GETİRİR, SİZLER AZABIN, CEZANIN GELMESİNE MANİ,ENGEL OLAMAZSINIZ.) DEDİ VE DEVAMLA :
( EĞER RABBİNİZ SİZİN İÇİN DALALETİ,SAPIKLIĞI MURAD ETMİŞSE,BEN SİZİN İÇİN NE KADAR NASİHAT ETMEYİ MURAD ETSEM,BENİM NASİHATIM SİZE FAYDA VERMEYECEK. AKİBET ALLAH'N HUZURUNA DÖNECEKSİNİZ.HERKES YAPTIĞININ KARŞILĞINI MUHAKKAK GÖRECEK.) DİYE AÇIKLAMA YAPTI.
Müşriler,NUH'UN ( A.S.) GETİRDİĞİ HAK DİNİ KABUL ETMEDİKLERİ GİBİ DEDİLER kÎ ; ( NUH,İFTİRA EDİYOR,BUNLARI KENDİLİĞİNDEN UYDURUYOR.)
BUNUN ÜZERİNE NUH ( A.S.) : ( EĞER BEN SİZE TEBLİ' ETTİKLERİMİ İFTİRA OLARAK UYDURUYORSAM, BUNUN GÜNAHI ELBETTE BENİM ÜZERİMEDİR.AMMA SİZİN CÜRÜMLERİNİZDEN, GÜNAHLARINIZAN BEN BERİYİM,UZAĞIM,GÜNAHLARINIZIN CEZASINI ELBETTE SİZLER ÇEKEÇEKSİNİZ.) DİYE ONLARI İKAZ ETTİ.
CENAB-I HAK ŞÖYLE BİLDİR KÎ : ( NUH'A VAHYETTİK KÎ;KAVMİNDEN İMAN EDENLERDEN BAŞKA, ARTIK HİÇ KİMSE KATİYYEN İMAN ETMİYECEKLER.O KAFİRLERİN SANA YAPTIKLARINDAN MÜTEESSİR OLMA, ÜMİTSÜZLÜĞE DÜŞME.)
( BİZİM VAHYİMİZLE,ÖĞRETECEĞEMİZ ŞEKİLDE,BİZİM GÖZETİMİMİZDE GEMİ YAP.ZALİM KAFİRLERİN KURTULUŞU İÇİN SAKIN BİZE BİR ŞEYLER SÖYLEME, MUHAKKAK ONLAR ĞARK OLACAKLARDIR, SULAR ALTINDA BOĞULACAKLARDIR.)
ALLAH'DAN EMİR ALAN NUH (A.S.) HEMEN GEMİ YAPMAYA BAŞLAR,KAVMİNİN İLERİ GELEN KAFİRLERİ, GEMİ YAPMAYA DEVAM EDEN NUH'LA (A.S.) İSTİHZA EDERLER, ALAYA ALIRLAR.BUNLARIN BU ABES DAVRANIŞLARINA KARŞI NUH (A.S.) ŞÖYLE MUKABELE ETTİ :
(SİZ BİZİMLE ALAY EDİYORSUNUZ, YAKINDA SİZİN BİZİMLE ALAY ETTİĞİNİZ GİBİ, BİZ DE SİZİNLE ALAY EDECEĞİZ. ÇOK YAKINDA BİLECEKSİNİZ ; DEVAMLI BİR AZAB İNİNCE, O AZAB KİMLERE NELER YAPACAK, KİMLER REZİL-RÜSVA VE PERİŞAN OLACAK, AYAN-BEYAN GÖRÜLECEK.)
RİVAYETE GÖRE NUH (A.S.),GEMİYİ İKİ VEYA DÖRT SENEDE YAPIP BİTİRDİ. GEMİNİN AĞAÇLARI ABANOZ AĞACINDANDI. GEMİ ÜÇ TABAKA, ÜÇ BÖLÜMDÜ.ALT TABAKA, BÖLÜM, YIRTICI HAYVANATA VE HAŞARATA TAHSİS EDİLMİŞ, ORTA TABAKA, BÖLÜME, HAYVANAT-I EHLİYE YERLEŞTİRİLMİŞ,ÜST TABAKA,BÖLÜM DE EHL-İ İMANA AİTTİ.
NUH (A.S.),kendisi ile istihza,alay edenlere şöyle dedi:
-Şu anda siz bizimle alay ediyorsunuz,biz de sizin bizimle alay ettiğiniz gibi,biz de sizinle alay edeceğiz.Pek yakında bileceksiniz ve göreceksiniz;devamlı bir azap üzerinize inecek,o azap,o ceza sizi perişan edip, mahvedecek, helak edecek.
Nuh kavminin helak emri gelince,yer yüzü tandırda kaynayan su gibi kaynadı.Nuh'un gemisine her nevi varlıktan bir cift alınmıştı ve bir de sadece NUH (A.S.) inanan mü'minler ki,bunların sayısı çok azdı.Bunlar yetmiş dokuz kişiydi.Bunların üçü NUH'UN (A.S.) OĞULLARI,HÂM,SÂM, YÂFES VE ÜÇÜ DE BUNLARIN HANIMLARI,BİRİ DE HAZRETİ NUH'UN MÜ'MİNE OLAN HANIMI,YETMİŞ İKİ KİŞİ DE,KADIN ERKEK İNANAN KİŞİLER,NETİCE OLARAK,NUH'LA (A.S.) BERABER SEKSEN KİŞİ.
NUH (A.S.) VE KAVMİ HİNDİSTAN VEYA SURİYE BÖLGELERİNDE YAŞADIĞI SÖYLENMEKTE İSE DE,KUR'AN-I KERÎM'DE BU CİHETTE BİR SERAHAT YOKTUR.EN DOĞRUSU =ALLAHU A'LEM= DEMEKTİR.
Nuh (a.s.) :
- (YÜRÜTÜTEN,DURDURAN ALLAH'IN İSMİYLE GEMİYE BİNİNİZ.MUHAKKAK RABBİM BAĞIŞLAYICI,MERHAMET EDİCİDİR,DİYE İNANANLARA HİTAP ETTİ.
Nuh (a.s.),gemiyi yürütmek istediğinde,= Bismillahirrahmanirrahîm = diyordu ve gemi yürüyordu, durdurmak istediğinde yine,=Bismillahirrahmanirrahîm =diyordu ve gemi duruyordu.
Besmele her hayrın başıdır,besmele ile insan ALLAH'A bağlanır,ALLAH'A sığınır,ALLAH'A güvenir,her şeyin ALLAH'DAN olduğuna kesin olarak inanır.
NUH (A.S.) VE MÜSLÜMANLAR GEMİYE BİNDİKTEN SONRA,ALLAHU TEÂ LÂ,kırk gün ve gece gökten yağmur yağdırdı,yer altından suları kaynattı, yer yüzünü tamamen sular kapladı,en yüksek dağlar bile sular altında kaldı.Dağlar büyüklüğünde dalgalarla yer yüzü çoşarken,Nuhun gemisi ALLAH'IN inayeti ile selamet ve emniyet içinde yoluna devam edyordu.
NUH'UN (A.S.) dördüncü bir oğlu daha vardı KEN'AN. Ken'an peygamber olan babasına karşıydı, o da müşriklerin safındaydı.Babalık şefkatıyla NUH (A.S.),tek başına tenha bir yerde duran oğlu
Ken'an'a : - OĞLUM ! BİZİMLE BERABER GEMİYE BİN,KAFİRLERLE BERABER OLMA.DİYE NİDA ETTİ.
FAKAT,KEN'AN BABASININ BU ŞEFKAT VE MERHAMET ÇAĞRISINA ALDIRIŞ ETMEDİ VE BABASININ DAVETİNE KARŞI :
- DAĞLARA ÇIKARIM, DAĞLAR BENİ SULAR ALTINDA BOĞULMAKTAN KURTARIR, DEDİ.
ALLAH'TAN GAFLET ETTİ,SEBEBLERE SIĞINDI.İNANCI OLMAIĞINDAN,HER ŞEYİN ALLAH'IN EMRİYLE OLDUĞUNU.OLACAĞINI BİLMİYORDU.OĞLUNUN KURTULMASINI ISRARLA İSTEYEN NUH (A.S.) :
- BU GÜN ALLAH'IN EMRİNDEN,AZABINDAN ANCAK,ALLAH'IN EMRİYLE VE MERHAMETİ İLE KURTULUŞ VAR,BUNUN DIŞINDA HİÇ BİR ŞEY KURTULUŞA SEBEB OLAMAZ.DEDİ. VE NETİCEDE ARALARINA GİREN DAĞLARVARÎ DALGALAR KEN'AN'I ALDI GÖTÜRDÜ, KEN'AN BOĞULANLARDAN OLDU.
Böyle bir halle karşı karşıya kalan NUH ( A.S.) şöyle nida edip,yakardı :
- RABBİM OĞLUM BENİM EHLİMDENDİR.MUHAKKAK SENİN VA'DİN HAKKTIR.SEN AHKEMÜLHAKÎM'SİN.
NUH ( A.S.),oğlu Ken'an'ın gemiye binmediği halde,oğlu olduğu için kurtulacağını zannediyordu.
AMMA CENAB-I HAKK ŞÖYLE BUYURDU:
- EY NUH ! O SENİN EHLİN DEĞİLDİR.ONUN ( OĞLUNUN ) YAPTIĞI İŞ SALİH BİR KİŞİNİN YAPACAĞI AMEL DEĞİLDİR.HİKMETİNİ TAMAMEN BİLEMEDİĞİN MESELELERDE BENDEN BİR ŞEY İSTEME.SENİN BİLMEYENLERDEN OLMAMAN İÇİN HEP DOĞRULARI SANA ÖĞÜTLÜYORUM.
Demek oluyor ki , maneviyatta aslolan,dindir,imandır,dinin gerektirdiği bir hayatla,yaşayışı devam ettirmektir.Evet,Ken'an karabeten NUH'UN (A.S.) yakınıdır,oğludur,buna ra'men ehlinden sayılmamıştır. Çünkü, hak dini kabul etmemiş,i mana gelmemiş,küfürde,putperestlikte inat etmiş, babasını ve getirdiği dini tahkir edenlerle fısk,fesat,isyan ve günahlara dalmakta,pervasızca müşriklerle,putcularla beraber olmuştur.Aynı şekide,NUH'UN (A.S.) putperest olan eşi Vâile, kocasını diğer müşrikler gibi mecnunlukla,delilikle itham ediyordu,o da Nuh tufanında ğark olanlardan,boğulanlardan oldu.
Oğlu Ken'an için yakarışının doğru olmadığını anlayan NUH ( A.S.),ALLAH'A ŞÖYLE YALVARDI:
- RABBİM ! BİLMEDİĞİM ŞEYLER HAKKINDA BİR ŞEYLER İSTEMEKTEN SANA
SIĞINIYORUM,EĞER SEN BENİ BAĞIŞLAMAZSAN,BANA MERHAMET ETMESSEN, HASİRÎNDEN,KAYBEDENLERDEN,ZARAR EDENLERDEN OLURUM.
Gemiye binenlerin ve ALLAH'IN merhamet ettiklerinin dışında hiç kurtulanların olmadığı Nuh tufanı sonunda şu ilâhî emir geldi :
- EY ARZ ! SUYUNU YUT,EY SEMÂ ! SUYUNU TUT.SULAR ÇEKİLDİ.YER VE GÖK BÜTÜN MEVCUDAT ALLAH'IN EMRİNE,HÜKMÜNE İTAAT ETTİ.NUHUN GEMİSİ TAM BİR GÜVEN İÇİNDE CÛDÎ DAĞI ÜZERİNDE KARAR KILDI. CÛDÎ DAĞININ MUSUL YAKININDA BİR DAĞ OLDUĞU BİLDİRİLMEKTEDİR.RİVAYET EDİLDİĞİNE GÖRE,NUH ( A.S.) VE BERABERİNDE OLANLAR,GEMİYE RECEP AYNIN ONUNCU GÜNÜ BİNDİLER,MUHARREM AYININ ONUNCU GÜNÜ GEMİDEN İNDİLER, BÖYLECE,İNSANLIĞIN İLK GEMİSİNİN SULAR ÜSTÜNDEKİ SEYAHATI ALTI AY DEVAM ETMİŞTİR.
ALLAH BİZLERİ HAK DİN OLAN İSLÂMİYETTEN AYIRMASIN,MUHAMMED'İN ( A.S.V.) SAHİL- İ SELÂMET'E GÖTÜREN İSLÂM GEMİSİNDEN İNDİRMESİN VE AHİRETTE EBEDİYYEN BİZLERİ MUHAMMED'LE ( S.A.V.) BERABER EYLESİN. ÂMÎN ALLAH'A EMANET OLUN.